Haber Bomba-Haber Arama...

Pelin bombayı patlattı..!


Magazin Gazeteciler Derneği’nin ödül gecesine ‘Muhteşem Yüzyıl’ damga vurdu. Dizi 4 dalda ödül aldı..!
Oyuncuların tam kadro katıldığı gecenin sürprizi özel hayatıyla gündemden düşmeyen Pelin Karahan’dan geldi. Önce eşi Erdinç Bekiroğlu’ndan boşandı. 6 ay içinde mutluluğu işadamı Bekir Güntay’da buldu. Geçen ay da mahkemeye başvurarak Güntay’la nikah masasına oturabilmek için 300 günlük ‘evlenmeme’ süresinin kaldırılmasını talep etti. Hatta son dönemde magazin kulislerinde ‘hamile’ olduğu da konuşuldu ama bu iddia havada kaldı.
İşte tam bu noktada ödül gecesinde Pelin Karahan, oyuncu arkadaşlarına bombayı patlattı ve 3 aylık hamile olduğunu açıkladı. Arkadaşları da bu sürpriz haberi ağızları açık dinledi. Duyduğum kadarıyla Pelin, hamilelik hikayesini arkadaşlarına şöyle anlatmış: “İlk ay hamile olduğumu anlamadım. Gerçeği çok sonra öğrendim. Bedri de çok mutlu oldu. Cinsiyetini henüz öğrenmedik.”

Pelin bombayı patlattı..!


Magazin Gazeteciler Derneği’nin ödül gecesine ‘Muhteşem Yüzyıl’ damga vurdu. Dizi 4 dalda ödül aldı..!
Oyuncuların tam kadro katıldığı gecenin sürprizi özel hayatıyla gündemden düşmeyen Pelin Karahan’dan geldi. Önce eşi Erdinç Bekiroğlu’ndan boşandı. 6 ay içinde mutluluğu işadamı Bekir Güntay’da buldu. Geçen ay da mahkemeye başvurarak Güntay’la nikah masasına oturabilmek için 300 günlük ‘evlenmeme’ süresinin kaldırılmasını talep etti. Hatta son dönemde magazin kulislerinde ‘hamile’ olduğu da konuşuldu ama bu iddia havada kaldı.
İşte tam bu noktada ödül gecesinde Pelin Karahan, oyuncu arkadaşlarına bombayı patlattı ve 3 aylık hamile olduğunu açıkladı. Arkadaşları da bu sürpriz haberi ağızları açık dinledi. Duyduğum kadarıyla Pelin, hamilelik hikayesini arkadaşlarına şöyle anlatmış: “İlk ay hamile olduğumu anlamadım. Gerçeği çok sonra öğrendim. Bedri de çok mutlu oldu. Cinsiyetini henüz öğrenmedik.”

"Uyumak için kullandım"


Kenan İmirzalıoğlu, Engin Günaydın, Sarp Apak, Hakan Yılmaz, Ersin Korkut ile şarkıcılar Mehmet Erdem ve Koray Candemir’in de aralarında bulunduğu 53 sanık hakkında "uyuşturucu madde ticareti yapmak" ve "uyuşturucu madde kullanmak ve bulundurmak" iddiasıyla açılan davanın ilk duruşması sona erdi.
İstanbul Adalet Sarayı’nda bulunan 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, tutuklu 13 sanık ile oyuncular Engin Günaydın, Gökçe Özyol ve Duygu Yetiş’in de bulunduğu tutuksuz 7 sanık ve avukatları katıldı. Aralarında Kenan İmirzalıoğlu, Sarp Apak, Hakan Yılmaz, Ersin Korkut ile şarkıcılar Mehmet Erdem ve Koray Candemir’in de bulunduğu tutuksuz sanıklar ise duruşmaya katılmadı. Mahkeme Başkanı, ilk olarak tutuklu sanıkların savunmalarının alınacağını belirtti.
Uyuşturucu ticareti yapmakla suçlanan tutuklu sanık Abdurrezzak Çil, balıkçılık yaptığını ve kendi halinde biri olduğunu söyledi. Çil, telefon konuşmalarında ’Kaç kasa ayarlayalım?’ şeklindeki konuşmalarda kast ettiğinin balık olduğunu ileri sürdü. Tutuklu sanık Zeki Yalçın da, evinde çıkan hassas teraziyi "mutfakta, pasta börek yaparken" kullandığını iddia etti.
Set işçisi olarak çalıştığını belirten tutuklu sanık Ahmet Sağlam ise, oyuncular Engin Günaydın ve Gökçe Özyol’a uyuşturucu temin ettiğini belirtti. Kullandığı arabanın şirket aracı olduğunu, ancak oyuncu Hakan Yılmaz’ın da bu aracı kullandığını ifade eden Sağlam, "Hakan Yılmaz’ın o arabada uyuşturucu taşıdığımdan haberi yoktu" diye konuştu.
Tutuklu sanıkların savunmalarının alınmasının ardından, oyuncu Engin Günaydın savunmasını yaptı. Kimseye uyuşturucu madde temin etmediğini, sadece kendisinin kullandığını söyleyen Günaydın, uyuşturucuyu set işçisi Ahmet Sağlam’dan temin ettiğini vurguladı. Günaydın, "Çok stresli bir mesleğim olduğu için ve uyumak için esrar kullanıyordum. Günde 18 saate yakın çalışıyorum. Ahmet Sağlam’ın başka kimseye uyuşturucu verdiğini bilmiyorum, ondan aldığımı da hiç kimseye kullandırtmadım. Ben bu olaylardan sonra uyuşturucu kullanmayı bıraktım, tedavi olmaya da hazırım" ifadesini kullandı. Günaydın’ın savunmasının alınmasının ardından duruşma yarın saat 09.00’a ertelendi.
İstanbul Narkotik Şube Müdürlüğü tarafından 6 Ağustos 2013 tarihinde operasyon düzenlenmiş, gözaltına alınan oyuncular Engin Günaydın, Kenan İmirzalıoğlu, Sarp Apak, Hakan Yılmaz ve Ersin Korkut ile şarkıcılar Mehmet Erdem ve Koray Candemir’in de aralarında bulunduğu 53 kişi hakkında "uyuşturucu madde ticareti yapmak" ve "uyuşturucu madde kullanmak ve bulundurmak" suçlarından hazırlanan 203 sayfalık iddianame hazırlanmıştı. İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Uysal tarafından hazırlanan iddianamede, şüpheli Fırat Dağtaş’ın "çıkar amaçlı suç örgütü kurmak", "örgüt faaliyeti içinde uyuşturucu madde ticareti yapmak" suçlarından 9,5 yıl ile 28,5 yıl arasında değişen hapisle cezalandırılması isteniyor. Şüpheli Ahmet Çardak’ın da, "çıkar amaçlı suç örgütü kurmak", "örgüt faaliyeti içinde kokain ve eroin ticareti yapmak" ve "uyuşturucu madde kullanmak veya bulundurmak" suçlarından 13 yıl ile 38 yıl arasında değişen hapisle cezalandırılması isteniyor.
Şarkıcılar Mehmet Erdem, Koray Candemir, Barış Güney ve Cihan Güçlü, yönetmenler Uluç Bayraktar ve Mehmet Can Karcı ile oyuncular Kenan İmirzalıoğlu, Engin Günaydın, Sarp Apak, Ersin Korkut, Gökçe Özyol, Murat Yıldırım, Eray Özbal, Cemil Büyükdöğerli, Duygu Yetiş, Kağan Razgırat, Onur Buldu, Şahin Irmak, Murat Eken ve Erdem Baş’ın da aralarında bulunduğu 32 şüphelinin, "uyuşturucu madde ticareti yapmak" ve "uyuşturucu madde kullanmak veya bulundurmak" suçlarından 6 ile 17 yıl arasında değişen oranlarda hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor.
Oyuncu Hakan Yılmaz’ın da, "çıkar amaçlı suç örgütüne yardım etmek" suçundan 1 ile 3 yıl, "uyuşturucu madde ticareti yapmak" suçundan 5 ile 15 ve "uyuşturucu madde kullanmak veya bulundurmak" suçlarından da 1 ile 2 yıl arasında olmak üzere toplam 7 ile 20 yıl arasında değişen oranlarda hapisle cezalandırılması isteniyor. Diğer şüphelilerin de, 8 yıl ile 35 yıl arasında değişen oranlarda hapisle cezalandırılmaları talep ediliyor.

"Uyumak için kullandım"


Kenan İmirzalıoğlu, Engin Günaydın, Sarp Apak, Hakan Yılmaz, Ersin Korkut ile şarkıcılar Mehmet Erdem ve Koray Candemir’in de aralarında bulunduğu 53 sanık hakkında "uyuşturucu madde ticareti yapmak" ve "uyuşturucu madde kullanmak ve bulundurmak" iddiasıyla açılan davanın ilk duruşması sona erdi.
İstanbul Adalet Sarayı’nda bulunan 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, tutuklu 13 sanık ile oyuncular Engin Günaydın, Gökçe Özyol ve Duygu Yetiş’in de bulunduğu tutuksuz 7 sanık ve avukatları katıldı. Aralarında Kenan İmirzalıoğlu, Sarp Apak, Hakan Yılmaz, Ersin Korkut ile şarkıcılar Mehmet Erdem ve Koray Candemir’in de bulunduğu tutuksuz sanıklar ise duruşmaya katılmadı. Mahkeme Başkanı, ilk olarak tutuklu sanıkların savunmalarının alınacağını belirtti.
Uyuşturucu ticareti yapmakla suçlanan tutuklu sanık Abdurrezzak Çil, balıkçılık yaptığını ve kendi halinde biri olduğunu söyledi. Çil, telefon konuşmalarında ’Kaç kasa ayarlayalım?’ şeklindeki konuşmalarda kast ettiğinin balık olduğunu ileri sürdü. Tutuklu sanık Zeki Yalçın da, evinde çıkan hassas teraziyi "mutfakta, pasta börek yaparken" kullandığını iddia etti.
Set işçisi olarak çalıştığını belirten tutuklu sanık Ahmet Sağlam ise, oyuncular Engin Günaydın ve Gökçe Özyol’a uyuşturucu temin ettiğini belirtti. Kullandığı arabanın şirket aracı olduğunu, ancak oyuncu Hakan Yılmaz’ın da bu aracı kullandığını ifade eden Sağlam, "Hakan Yılmaz’ın o arabada uyuşturucu taşıdığımdan haberi yoktu" diye konuştu.
Tutuklu sanıkların savunmalarının alınmasının ardından, oyuncu Engin Günaydın savunmasını yaptı. Kimseye uyuşturucu madde temin etmediğini, sadece kendisinin kullandığını söyleyen Günaydın, uyuşturucuyu set işçisi Ahmet Sağlam’dan temin ettiğini vurguladı. Günaydın, "Çok stresli bir mesleğim olduğu için ve uyumak için esrar kullanıyordum. Günde 18 saate yakın çalışıyorum. Ahmet Sağlam’ın başka kimseye uyuşturucu verdiğini bilmiyorum, ondan aldığımı da hiç kimseye kullandırtmadım. Ben bu olaylardan sonra uyuşturucu kullanmayı bıraktım, tedavi olmaya da hazırım" ifadesini kullandı. Günaydın’ın savunmasının alınmasının ardından duruşma yarın saat 09.00’a ertelendi.
İstanbul Narkotik Şube Müdürlüğü tarafından 6 Ağustos 2013 tarihinde operasyon düzenlenmiş, gözaltına alınan oyuncular Engin Günaydın, Kenan İmirzalıoğlu, Sarp Apak, Hakan Yılmaz ve Ersin Korkut ile şarkıcılar Mehmet Erdem ve Koray Candemir’in de aralarında bulunduğu 53 kişi hakkında "uyuşturucu madde ticareti yapmak" ve "uyuşturucu madde kullanmak ve bulundurmak" suçlarından hazırlanan 203 sayfalık iddianame hazırlanmıştı. İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Uysal tarafından hazırlanan iddianamede, şüpheli Fırat Dağtaş’ın "çıkar amaçlı suç örgütü kurmak", "örgüt faaliyeti içinde uyuşturucu madde ticareti yapmak" suçlarından 9,5 yıl ile 28,5 yıl arasında değişen hapisle cezalandırılması isteniyor. Şüpheli Ahmet Çardak’ın da, "çıkar amaçlı suç örgütü kurmak", "örgüt faaliyeti içinde kokain ve eroin ticareti yapmak" ve "uyuşturucu madde kullanmak veya bulundurmak" suçlarından 13 yıl ile 38 yıl arasında değişen hapisle cezalandırılması isteniyor.
Şarkıcılar Mehmet Erdem, Koray Candemir, Barış Güney ve Cihan Güçlü, yönetmenler Uluç Bayraktar ve Mehmet Can Karcı ile oyuncular Kenan İmirzalıoğlu, Engin Günaydın, Sarp Apak, Ersin Korkut, Gökçe Özyol, Murat Yıldırım, Eray Özbal, Cemil Büyükdöğerli, Duygu Yetiş, Kağan Razgırat, Onur Buldu, Şahin Irmak, Murat Eken ve Erdem Baş’ın da aralarında bulunduğu 32 şüphelinin, "uyuşturucu madde ticareti yapmak" ve "uyuşturucu madde kullanmak veya bulundurmak" suçlarından 6 ile 17 yıl arasında değişen oranlarda hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor.
Oyuncu Hakan Yılmaz’ın da, "çıkar amaçlı suç örgütüne yardım etmek" suçundan 1 ile 3 yıl, "uyuşturucu madde ticareti yapmak" suçundan 5 ile 15 ve "uyuşturucu madde kullanmak veya bulundurmak" suçlarından da 1 ile 2 yıl arasında olmak üzere toplam 7 ile 20 yıl arasında değişen oranlarda hapisle cezalandırılması isteniyor. Diğer şüphelilerin de, 8 yıl ile 35 yıl arasında değişen oranlarda hapisle cezalandırılmaları talep ediliyor.

Ebru Gündeş konserlere başladı..!


Ebru Gündeş, Antalya'nın Manavgat İlçesi'nde yaz konserlerine başladı.
Manavgat'taki Sueno Otel'de sahneye çıkan Ebru Gündeş, birbirinden güzel şarkılarıyla yerli ve yabancı tatilcileri coşturdu. Yaz konserlerinin ilkini gerçekleştiren Gündeş, sahneye havai fişekler ve maytaplar eşliğinde çıktı. Önce duygusal parçalara yer veren sanatçı, konserin ilerleyen saatlerinde hareketli şarkılarıyla tatilcileri coşturdu. Gündeş'in hareketli şarkılarında zaman zaman dansçılar da sahneye çıktı.
Konserinin sonunda 'O Ses Türkiye Yarışması'nda takımından olan Anılcan'ı sahneye davet ederek bir şarkı söyleten Gündeş, daha sonra vokalistlerini de yanına çağırarak dörtlü şarkı söyledi. 'O Ses Türkiye' yarışmasında Anılcan'la finale kadar gittiğini hatırlatan Gündeş, "Anılcan çok yetenekli bir arkadaşımız, çok başarılı. Anılcan, bundan sonra bizimle beraber olacak" diye konuştu. Hayranlarına teşekkür eden Gündeş, iyi bir turizm sezonunun geçmesi dileğinde bulundu. Bu otelde 8 yılı geride bırakarak 9'uncu yılın ilk konserini verdiğini anlatan Gündeş, başta otel sahibi Erhan Korkmaz olmak üzere tüm otel çalışanlarına teşekkür etti. Ebru Gündeş, aynı otelde yaz boyunca her hafta tatilcilere konser verecek.

Ebru Gündeş konserlere başladı..!


Ebru Gündeş, Antalya'nın Manavgat İlçesi'nde yaz konserlerine başladı.
Manavgat'taki Sueno Otel'de sahneye çıkan Ebru Gündeş, birbirinden güzel şarkılarıyla yerli ve yabancı tatilcileri coşturdu. Yaz konserlerinin ilkini gerçekleştiren Gündeş, sahneye havai fişekler ve maytaplar eşliğinde çıktı. Önce duygusal parçalara yer veren sanatçı, konserin ilerleyen saatlerinde hareketli şarkılarıyla tatilcileri coşturdu. Gündeş'in hareketli şarkılarında zaman zaman dansçılar da sahneye çıktı.
Konserinin sonunda 'O Ses Türkiye Yarışması'nda takımından olan Anılcan'ı sahneye davet ederek bir şarkı söyleten Gündeş, daha sonra vokalistlerini de yanına çağırarak dörtlü şarkı söyledi. 'O Ses Türkiye' yarışmasında Anılcan'la finale kadar gittiğini hatırlatan Gündeş, "Anılcan çok yetenekli bir arkadaşımız, çok başarılı. Anılcan, bundan sonra bizimle beraber olacak" diye konuştu. Hayranlarına teşekkür eden Gündeş, iyi bir turizm sezonunun geçmesi dileğinde bulundu. Bu otelde 8 yılı geride bırakarak 9'uncu yılın ilk konserini verdiğini anlatan Gündeş, başta otel sahibi Erhan Korkmaz olmak üzere tüm otel çalışanlarına teşekkür etti. Ebru Gündeş, aynı otelde yaz boyunca her hafta tatilcilere konser verecek.

Bieber'den ırkçı şaka özrü..!


Müziğinden çok yarattığı skandallarla gündemde kalmaya başlayan 20 yaşındaki Kanadalı şarkıcı Justin Bieber, ırkçı söylemler içeren sözleri için özür dilemek zorunda kaldı.
Uyuşturucu ve alkol etkisinde iken araç kullanmak, yerleşim bölgesinde hız limitini aşmak, komşularını tehdit etmek gerekçeleriyle geçtiğimiz aylarda polis tarafından gözaltına alınan Bieber, yeni bir skandala daha imza attı. Bieber 15 yaşında iken çekilen videoda "Zenciler zincirli testereden neden korkar?" diye soran, kendi sorusunu, zincirli testere sesi taklidi yaparak "Hemen kaç zenci" diye yanıtlıyor. Amerikan kamuoyunun çok büyük tepkisini çeken videonun yayınlanması üzerine şarkıcı Bieber dün bir açıklama yaparak özür dilemek zorunda kaldı. Bieber, "Gençliğimde, bazı sözcüklerin gücünü ve ne kadar can yakıcı olduğunu kavrayamamıştım. Bu kırıcı sözcükleri söyleyip, şakalar yapmak olağan sanmıştım, gülünç olmadığının farkına varmamıştım. Şimdi anlıyorum ki bu tam bir cehaletmiş" dedi. Irkçı söylemler içeren sözleri için herkesten özür dileyen Bieber, "Her kültürden olan arkadaşlarımla ilişkiler benim için ciddi ve önemlidir. Çocukça sözlerimle rencide ettiğim ve kırdığım herkesten özür dilerim. O zaman çocuktum, şimdi yetişkin ve dünyaya karşı sorumluluğunu anlayan birisiyim, bu hatayı bir daha yapmayacağım" dedi.

Bieber'den ırkçı şaka özrü..!


Müziğinden çok yarattığı skandallarla gündemde kalmaya başlayan 20 yaşındaki Kanadalı şarkıcı Justin Bieber, ırkçı söylemler içeren sözleri için özür dilemek zorunda kaldı.
Uyuşturucu ve alkol etkisinde iken araç kullanmak, yerleşim bölgesinde hız limitini aşmak, komşularını tehdit etmek gerekçeleriyle geçtiğimiz aylarda polis tarafından gözaltına alınan Bieber, yeni bir skandala daha imza attı. Bieber 15 yaşında iken çekilen videoda "Zenciler zincirli testereden neden korkar?" diye soran, kendi sorusunu, zincirli testere sesi taklidi yaparak "Hemen kaç zenci" diye yanıtlıyor. Amerikan kamuoyunun çok büyük tepkisini çeken videonun yayınlanması üzerine şarkıcı Bieber dün bir açıklama yaparak özür dilemek zorunda kaldı. Bieber, "Gençliğimde, bazı sözcüklerin gücünü ve ne kadar can yakıcı olduğunu kavrayamamıştım. Bu kırıcı sözcükleri söyleyip, şakalar yapmak olağan sanmıştım, gülünç olmadığının farkına varmamıştım. Şimdi anlıyorum ki bu tam bir cehaletmiş" dedi. Irkçı söylemler içeren sözleri için herkesten özür dileyen Bieber, "Her kültürden olan arkadaşlarımla ilişkiler benim için ciddi ve önemlidir. Çocukça sözlerimle rencide ettiğim ve kırdığım herkesten özür dilerim. O zaman çocuktum, şimdi yetişkin ve dünyaya karşı sorumluluğunu anlayan birisiyim, bu hatayı bir daha yapmayacağım" dedi.

Michael Kors romantik bir yaz müjdeliyor..!


Son yılların en gözde modacılarından Michael Kors, 2014 Yaz ayakkabı ve çanta koleksiyonu ile romantik bir yaz müjdeliyor.
Koleksiyonda bu yazın trendi bantlı ve bilekten bağlı feminen ayakkabıların yanı sıra hem rahatlıkları hem de farklı modelleri ile mevsimin olmazsa olmazı dolgu ve platform topuklar hasırdan mantara ve derilere uzanan farklı modelleriyle moda tutkunlarının beğenisine sunuluyor. Modern ve sade çizgilerin kaliteli materyallerle buluştuğu Michael Kors 2014 Yaz Çanta Koleksiyonu'nda ise birbirinden renkli, hem klasik, hem de spor giyim tercih edenler için her stil ve kombinle rahatça kullanılabilecek modeller yer alıyor.

Michael Kors romantik bir yaz müjdeliyor..!


Son yılların en gözde modacılarından Michael Kors, 2014 Yaz ayakkabı ve çanta koleksiyonu ile romantik bir yaz müjdeliyor.
Koleksiyonda bu yazın trendi bantlı ve bilekten bağlı feminen ayakkabıların yanı sıra hem rahatlıkları hem de farklı modelleri ile mevsimin olmazsa olmazı dolgu ve platform topuklar hasırdan mantara ve derilere uzanan farklı modelleriyle moda tutkunlarının beğenisine sunuluyor. Modern ve sade çizgilerin kaliteli materyallerle buluştuğu Michael Kors 2014 Yaz Çanta Koleksiyonu'nda ise birbirinden renkli, hem klasik, hem de spor giyim tercih edenler için her stil ve kombinle rahatça kullanılabilecek modeller yer alıyor.

'O dedikoduyu çıkaran felç olsun'


Sevim Emre, Orhan Gencebay'ın yüz felci geçirdiği iddiasına ateş püskürdü.
Orhan Gencebay ile eşi Sevim Emre önceki akşam Arnavutköy Balıkçısı'ndaydı. Haberciler çıkışta Orhan Gencebay'a, "1.5 ay önce soğuğa bağlı geçici yüz felci geçirdiğiniz, evden çıkamadığınız iddia edildi. Doğru mu?" diye sordu. Orhan Gencebay, "Felç değil, orta kulak iltihabı" diye açıklama yaparken Sevim Emre birden söze girdi. "Orhan Bey'in felç geçirmiş hali var mı? Kim uyduruyor bunları? O dedikoduyu çıkaran felç olsun" dedi. Orhan Gencebay ise "Yapma, öyle söyleme Sevim Hanım" dedi.

'O dedikoduyu çıkaran felç olsun'


Sevim Emre, Orhan Gencebay'ın yüz felci geçirdiği iddiasına ateş püskürdü.
Orhan Gencebay ile eşi Sevim Emre önceki akşam Arnavutköy Balıkçısı'ndaydı. Haberciler çıkışta Orhan Gencebay'a, "1.5 ay önce soğuğa bağlı geçici yüz felci geçirdiğiniz, evden çıkamadığınız iddia edildi. Doğru mu?" diye sordu. Orhan Gencebay, "Felç değil, orta kulak iltihabı" diye açıklama yaparken Sevim Emre birden söze girdi. "Orhan Bey'in felç geçirmiş hali var mı? Kim uyduruyor bunları? O dedikoduyu çıkaran felç olsun" dedi. Orhan Gencebay ise "Yapma, öyle söyleme Sevim Hanım" dedi.

İstanbul, artık kendi moda rüzgârını estiriyor..!


Bu seneki İstanbul Moda Haftası’nda ilk yıllarda yaşanan bocalama, yerini daha emin adımlara bırakıyor. Şehrin artık kendi modasının rüzgârını estirdiğini söylemek mümkün..!
Ana sponsorluğunu American Express’in üstlendiği Mercedes Benz İstanbul Fashion Week yoluna devam ederken, giderek ayakları daha fazla yere basan bir etkinlik halini alıyor. Sponsorların küresel olması tasarımları takip etmeye gelen davetlileri de etkiliyor. En güzel tarafı ise geçmiş yıllarda genellikle yurtdışındaki muadillerine göre adım attığını düşündüğüm tasarımcıların bugün, kendi kültürünün üzerinde yükselmeye başladığını görmekti. Sonunda, bu topraklara odaklanarak kalabalıktan sıyrılacağımızı anlamış tasarımcılar sanki. Bunu yaparken aslında tam da dünya modasının gündemini 12’den vuruyorlardı. Zira bütün dünyada moda tasarımcılarının gözü sokakta.
Son Chanel defilesi malum, olay oldu. Defile alanı bir süpermarkete çevrilmişti ve bir servet değerindeki Chanel çantalar tıpkı bir kilo domates gibi alışveriş sepetine atılmıştı. Lüksün ulaşılmaz kalesi algısı onu bizzat üretenler tarafından deliniyordu. İstanbul’daki defilelerde de içerikler hayatın içinden seçilmişti. Mesela Deniz Berdan ‘Horon’ koleksiyonunda, tasarımlar özellikle genç moda severlerin fazlasıyla ilgisini çekmişe benziyor. Deniz Berdan, Karadeniz’e ait temaları güncel desenlere dönüştürerek renkli bir koleksiyon hazırlamış. Hamsiler, demleme çaylar ve karalahanalar karşımıza en karizmatik haliyle çıktı. Fonda çalan Karadeniz müziği, koleksiyona insanı ısındıran özel bir ayrıntıydı. Bir sezon evvel Gezi eylemlerine gönderme yapan kıyafetler tasarlayan Mehtap Elaidi ise bu kez İstanbul’un semtlerinden ilham alarak hazırladığı beyaz gömlek koleksiyonuyla kendine özel bir yer edindi. Nihan Buruk ise ‘is’ adını verdiği ilk erkek koleksiyonunu sundu. Buruk, maden işçilerinin hayatından yola çıkarak tasarımlar hazırlamış. Görsel sunum açısından da oldukça iyi kotarılmış çalışma, modanın aslında hayatın içinde bir yerde olduğuna da güzel bir gönderme yapıyordu.
Bu seneki moda haftasında, tasarımlar şehrin dinamizmini yansıtıyordu. Gece ve davet kıyafetlerinde bile sportif dokunuşlar vardı. Bu sebeple İstanbul’un ruhuna uygundu bazı sunumlar. İstanbul insanları için sabah başlayan hareketlilik sürekli koşturmacayla geçer ve bazen evinize sadece uyumaya gidersiniz. Haliyle şehrin bu sıra dışı temposu, karmaşık trafiği, topuklu ayakkabı düşmanı arnavutkaldırımları çıtkırıldım kıyafetleri hızla pistin dışına itiyor. Selim Baklacı’nın ‘içimizden biri’ adını verdiği koleksiyonu spor parçaları etnik ve lüks dokularla harmanlanmış. Kilim desenlerin deri manto ve sweatshirtlerle birlikteliği oldukça sıcak görünüyordu. Bütün dünyada esen etnik akımı bizim dilimizce kurgulamış Baklacı. Geldiği yeri unutmayan bir İstanbullu kadın canlandı gözümde. Londra Moda Haftası’nda da hazırladığı koleksiyonla oldukça ilgi gören Gül Ağış, heyecanla beklediğim defilelerden biriydi. Ve yine beni yanıltmadı. Mercedes Benz her yıl bir tasarımcının defilesini destekliyor. Bu yıl seçtikleri isim Lug Von Siga markasıyla Gül Ağış oldu. Geçtiğimiz sezon hazırladığı ince işçilik koleksiyonu da fazlasıyla özenli bulmuştum. Ağış bu defa da ‘ChainReaction’ isimli koleksiyonunda dijital baskılarla grafitti estetiğini ve Osmanlı desenlerini birleştirerek farklı desen ve materyalleri bir araya getiriyor. Tasarımcı, yeni lüksü sokaklarda bulanlardan. Koleksiyonda, zincir tepkimesine atıfta bulunan zincirler, nakışlarla bir arada kullanılıyor ve lüks duygusu uyandıran ipek, organza, şifon gibi kumaşlar deriyle farklılaştırılıyor. Bütün bunlar olurken kasketler ve spor görünümlü ayakkabılar, lükse spor bir hareket kazandırıyor. Bizim modamız olacaksa bunda işçilik ya da couture dokunuşlar mutlaka olmalı. Gül Ağış, Lug Von Siga ile bu değerli mirası bugünün temposuna uyumlu hale getiriyor. Sonuçta güncel, bize ait ve fazlasıyla değerli bir koleksiyon ortaya çıkıyor.
Fashion Week, bu sene eski yerine döndü ve yine Antrepo’da yani Tophane’de gerçekleşti. Bu sene hanımların kıyafetleri geçen yıla göre gayet normaldi. Fakat erkekler için aynı durum geçerli değildi. Başına çanta geçiren mi ararsınız, röbdoşambırıyla gelen mi, yoksa gladyatör kıyafeti giyen mi? Sosyolog bir arkadaşımı özellikle davet ettim. Ortamın ‘her şeyi yapabilirsin’ ruhuna şaşırdı, diğer taraftan normal olanın da dışlanmasını garipsedi. Zira normalliğin biraz aşağılandığı bir yer gerçekten Mercedes-Benz Fashion Week Istanbul.
Moda haftasının; sektörün tasarıma bakışını, tasarımcının endüstriye bakışını da olumlu desteklediğini düşünenlerdenim. Fakat etkinlik dışarıdan Genç Türk tasarımcıların koleksiyonlarını sergilediği bir alan gibi algılanıyor. Aslında buradaki ‘genç’ sadece yaşı öne çıkarmıyor, çıkış yakalamaya çalışan gençler gibi bir algı var. Bu yüzden bazı tasarımcılar kendileri de böyle algılanacağı için hafta kapsamında defile yapmayı tercih etmiyor. Moda tasarım konusunda öncülük eden isimlerin de defile yapmaması, duayen isimlerin Fransa’yı tercih etmesi gibi farklı ayrıntılar bir araya gelince bu algı oluşuyor. Diğer taraftan Türk moda tasarımı adına yol aldığımızı düşünüyorum. Lakin bu algı meselesi üzerine düşünmek gerek.

İstanbul, artık kendi moda rüzgârını estiriyor..!


Bu seneki İstanbul Moda Haftası’nda ilk yıllarda yaşanan bocalama, yerini daha emin adımlara bırakıyor. Şehrin artık kendi modasının rüzgârını estirdiğini söylemek mümkün..!
Ana sponsorluğunu American Express’in üstlendiği Mercedes Benz İstanbul Fashion Week yoluna devam ederken, giderek ayakları daha fazla yere basan bir etkinlik halini alıyor. Sponsorların küresel olması tasarımları takip etmeye gelen davetlileri de etkiliyor. En güzel tarafı ise geçmiş yıllarda genellikle yurtdışındaki muadillerine göre adım attığını düşündüğüm tasarımcıların bugün, kendi kültürünün üzerinde yükselmeye başladığını görmekti. Sonunda, bu topraklara odaklanarak kalabalıktan sıyrılacağımızı anlamış tasarımcılar sanki. Bunu yaparken aslında tam da dünya modasının gündemini 12’den vuruyorlardı. Zira bütün dünyada moda tasarımcılarının gözü sokakta.
Son Chanel defilesi malum, olay oldu. Defile alanı bir süpermarkete çevrilmişti ve bir servet değerindeki Chanel çantalar tıpkı bir kilo domates gibi alışveriş sepetine atılmıştı. Lüksün ulaşılmaz kalesi algısı onu bizzat üretenler tarafından deliniyordu. İstanbul’daki defilelerde de içerikler hayatın içinden seçilmişti. Mesela Deniz Berdan ‘Horon’ koleksiyonunda, tasarımlar özellikle genç moda severlerin fazlasıyla ilgisini çekmişe benziyor. Deniz Berdan, Karadeniz’e ait temaları güncel desenlere dönüştürerek renkli bir koleksiyon hazırlamış. Hamsiler, demleme çaylar ve karalahanalar karşımıza en karizmatik haliyle çıktı. Fonda çalan Karadeniz müziği, koleksiyona insanı ısındıran özel bir ayrıntıydı. Bir sezon evvel Gezi eylemlerine gönderme yapan kıyafetler tasarlayan Mehtap Elaidi ise bu kez İstanbul’un semtlerinden ilham alarak hazırladığı beyaz gömlek koleksiyonuyla kendine özel bir yer edindi. Nihan Buruk ise ‘is’ adını verdiği ilk erkek koleksiyonunu sundu. Buruk, maden işçilerinin hayatından yola çıkarak tasarımlar hazırlamış. Görsel sunum açısından da oldukça iyi kotarılmış çalışma, modanın aslında hayatın içinde bir yerde olduğuna da güzel bir gönderme yapıyordu.
Bu seneki moda haftasında, tasarımlar şehrin dinamizmini yansıtıyordu. Gece ve davet kıyafetlerinde bile sportif dokunuşlar vardı. Bu sebeple İstanbul’un ruhuna uygundu bazı sunumlar. İstanbul insanları için sabah başlayan hareketlilik sürekli koşturmacayla geçer ve bazen evinize sadece uyumaya gidersiniz. Haliyle şehrin bu sıra dışı temposu, karmaşık trafiği, topuklu ayakkabı düşmanı arnavutkaldırımları çıtkırıldım kıyafetleri hızla pistin dışına itiyor. Selim Baklacı’nın ‘içimizden biri’ adını verdiği koleksiyonu spor parçaları etnik ve lüks dokularla harmanlanmış. Kilim desenlerin deri manto ve sweatshirtlerle birlikteliği oldukça sıcak görünüyordu. Bütün dünyada esen etnik akımı bizim dilimizce kurgulamış Baklacı. Geldiği yeri unutmayan bir İstanbullu kadın canlandı gözümde. Londra Moda Haftası’nda da hazırladığı koleksiyonla oldukça ilgi gören Gül Ağış, heyecanla beklediğim defilelerden biriydi. Ve yine beni yanıltmadı. Mercedes Benz her yıl bir tasarımcının defilesini destekliyor. Bu yıl seçtikleri isim Lug Von Siga markasıyla Gül Ağış oldu. Geçtiğimiz sezon hazırladığı ince işçilik koleksiyonu da fazlasıyla özenli bulmuştum. Ağış bu defa da ‘ChainReaction’ isimli koleksiyonunda dijital baskılarla grafitti estetiğini ve Osmanlı desenlerini birleştirerek farklı desen ve materyalleri bir araya getiriyor. Tasarımcı, yeni lüksü sokaklarda bulanlardan. Koleksiyonda, zincir tepkimesine atıfta bulunan zincirler, nakışlarla bir arada kullanılıyor ve lüks duygusu uyandıran ipek, organza, şifon gibi kumaşlar deriyle farklılaştırılıyor. Bütün bunlar olurken kasketler ve spor görünümlü ayakkabılar, lükse spor bir hareket kazandırıyor. Bizim modamız olacaksa bunda işçilik ya da couture dokunuşlar mutlaka olmalı. Gül Ağış, Lug Von Siga ile bu değerli mirası bugünün temposuna uyumlu hale getiriyor. Sonuçta güncel, bize ait ve fazlasıyla değerli bir koleksiyon ortaya çıkıyor.
Fashion Week, bu sene eski yerine döndü ve yine Antrepo’da yani Tophane’de gerçekleşti. Bu sene hanımların kıyafetleri geçen yıla göre gayet normaldi. Fakat erkekler için aynı durum geçerli değildi. Başına çanta geçiren mi ararsınız, röbdoşambırıyla gelen mi, yoksa gladyatör kıyafeti giyen mi? Sosyolog bir arkadaşımı özellikle davet ettim. Ortamın ‘her şeyi yapabilirsin’ ruhuna şaşırdı, diğer taraftan normal olanın da dışlanmasını garipsedi. Zira normalliğin biraz aşağılandığı bir yer gerçekten Mercedes-Benz Fashion Week Istanbul.
Moda haftasının; sektörün tasarıma bakışını, tasarımcının endüstriye bakışını da olumlu desteklediğini düşünenlerdenim. Fakat etkinlik dışarıdan Genç Türk tasarımcıların koleksiyonlarını sergilediği bir alan gibi algılanıyor. Aslında buradaki ‘genç’ sadece yaşı öne çıkarmıyor, çıkış yakalamaya çalışan gençler gibi bir algı var. Bu yüzden bazı tasarımcılar kendileri de böyle algılanacağı için hafta kapsamında defile yapmayı tercih etmiyor. Moda tasarım konusunda öncülük eden isimlerin de defile yapmaması, duayen isimlerin Fransa’yı tercih etmesi gibi farklı ayrıntılar bir araya gelince bu algı oluşuyor. Diğer taraftan Türk moda tasarımı adına yol aldığımızı düşünüyorum. Lakin bu algı meselesi üzerine düşünmek gerek.

Ünlü oyuncunun aracını böyle çarptılar..!


Beşiktaş'ta aracını park etmesi için otopark görevlisine anahtarı veren ünlü oyuncu ve seslendirme sanatçısı Yonca Cevher, büyük şok yaşadı..!
Cevher, geri döndüğünde aracının direğe çarptığını ve direğin bir başka otomobilin üzerine devrildiğini gördü. İlginç kaza, güvenlik kameraları tarafından da saniye saniye görüntülendi. Edinilen bilgilere göre kaza, Beşiktaş Barbaros Bulvarı'nda dün öğle saatlerinde meydana geldi. Asmalı Konak, Dila Hanım ve Binbir Gece gibi dizilerde de rol alan ünlü oyuncu ve seslendirme sanatçısı Yonca Cevher, 34 KA 8470 plakalı aracına bir türlü park yeri bulamadı. Otopark görevlisi Selahattin A.'ya anahtarı vererek aracını park etmesini rica eden ünlü oyuncu, sokaktan ayrıldı. Aracı kaldırıma park etmeye çalışan otopark görevlisi Selahattin A. ise elektrik direğine çarptı. Büyük bir gürültü ile devrilen direk ise park halindeki Tuğçe Z.'ye ait 34 DA 7436 plakalı otomobilin üzerinde devrildi. Kazada büyük bir şans eseri yolda kimsenin olmaması can kaybını önledi.

Ünlü oyuncunun aracını böyle çarptılar..!


Beşiktaş'ta aracını park etmesi için otopark görevlisine anahtarı veren ünlü oyuncu ve seslendirme sanatçısı Yonca Cevher, büyük şok yaşadı..!
Cevher, geri döndüğünde aracının direğe çarptığını ve direğin bir başka otomobilin üzerine devrildiğini gördü. İlginç kaza, güvenlik kameraları tarafından da saniye saniye görüntülendi. Edinilen bilgilere göre kaza, Beşiktaş Barbaros Bulvarı'nda dün öğle saatlerinde meydana geldi. Asmalı Konak, Dila Hanım ve Binbir Gece gibi dizilerde de rol alan ünlü oyuncu ve seslendirme sanatçısı Yonca Cevher, 34 KA 8470 plakalı aracına bir türlü park yeri bulamadı. Otopark görevlisi Selahattin A.'ya anahtarı vererek aracını park etmesini rica eden ünlü oyuncu, sokaktan ayrıldı. Aracı kaldırıma park etmeye çalışan otopark görevlisi Selahattin A. ise elektrik direğine çarptı. Büyük bir gürültü ile devrilen direk ise park halindeki Tuğçe Z.'ye ait 34 DA 7436 plakalı otomobilin üzerinde devrildi. Kazada büyük bir şans eseri yolda kimsenin olmaması can kaybını önledi.

Kenan Işık'tan haber var..!


Ünlü sunucu Kenan Işık gözlerini de açmasıyla beraber giderek umut vermeye başladı..!
İstanbul'da geçirdiği beyin kanaması sonucu bir ayı aşkın süredir tedavi gören ünlü sunucu Kenan Işık, umut vermeye başladı. Beril Işık, eşinin sağlığında her gün biraz daha ilerleme olduğunu belirterek şöyle dedi: "Gözlerini açtı. Bilincinin yerine gelmesini bekliyoruz" dedi. Işık, tiyatrocunun bilinci kapalı olmasına rağmen gözlerini açmasının, dokunmaya tepki vermesinin umutlarını artırdığını belirtti.
Tiyatrocuya bu zor zamanlarında şiir dinleten, şarkı çalan, kitap okuyan Beril Işık, şunları söyledi: "Süreç uzun olacak. Seslenildiğinde, dokunulduğunda yüz ifadesinin mutluluk tablosu çizmesi beni sevindiriyor. Şimdi gözlerini açıyor. Dokunulduğunda yüzünde ve vücudunda kıpırdanmalar oluyor. Algıları açık; ama bilinci açılmadı. Doktorlar umutlu konuşuyor. Bir an önce bilincinin yerine gelmesini ve bizi tanımasını bekliyoruz." İlerleyen süreçte konuşmaya başlayarak ünlü oyuncunun tepkilerini ölçeceklerini dile getiren Beril Işık, "Sabırlı olmamız lazım. Ona dokunduğumuz zaman kıpırdayarak tepki vermesi büyük bir gelişme. Bu gelişmeler bizi sevindiriyor. Hissediyor, algılıyor ve yaptıklarımıza cevap veriyor" ifadelerini kullandı.

Kenan Işık'tan haber var..!


Ünlü sunucu Kenan Işık gözlerini de açmasıyla beraber giderek umut vermeye başladı..!
İstanbul'da geçirdiği beyin kanaması sonucu bir ayı aşkın süredir tedavi gören ünlü sunucu Kenan Işık, umut vermeye başladı. Beril Işık, eşinin sağlığında her gün biraz daha ilerleme olduğunu belirterek şöyle dedi: "Gözlerini açtı. Bilincinin yerine gelmesini bekliyoruz" dedi. Işık, tiyatrocunun bilinci kapalı olmasına rağmen gözlerini açmasının, dokunmaya tepki vermesinin umutlarını artırdığını belirtti.
Tiyatrocuya bu zor zamanlarında şiir dinleten, şarkı çalan, kitap okuyan Beril Işık, şunları söyledi: "Süreç uzun olacak. Seslenildiğinde, dokunulduğunda yüz ifadesinin mutluluk tablosu çizmesi beni sevindiriyor. Şimdi gözlerini açıyor. Dokunulduğunda yüzünde ve vücudunda kıpırdanmalar oluyor. Algıları açık; ama bilinci açılmadı. Doktorlar umutlu konuşuyor. Bir an önce bilincinin yerine gelmesini ve bizi tanımasını bekliyoruz." İlerleyen süreçte konuşmaya başlayarak ünlü oyuncunun tepkilerini ölçeceklerini dile getiren Beril Işık, "Sabırlı olmamız lazım. Ona dokunduğumuz zaman kıpırdayarak tepki vermesi büyük bir gelişme. Bu gelişmeler bizi sevindiriyor. Hissediyor, algılıyor ve yaptıklarımıza cevap veriyor" ifadelerini kullandı.

Bir Erkeğe Bağlanmak Akıl İşi Mi?


Birine değer verdiğin zaman, taviz de verirsin. Kimseye gereğinden fazla değer verme. Hak etmediği halde, hak ettiğinden fazlasını verdiğin insan şımarır. İnsanoğlu nankördür. Onun için yaptığın her şeye bakar ama kördür. Çabuk unutur. Çabuk yok sayar. Çabuk bıkar. Kendinden verdiğin kadar azalırsın. Onunla çoğaldığını sanarsın ama azalırsın. Gittiği gün, bittiğin gün olmasın istiyorsan gerektiğinden fazla fedakarlık yapma. Gerektiğinden fazla bağlanma. Aşık ol ama tutsak olma.
O seni terk edecek. Belki kalben belki bedenen. Bazen bedenleri yanında olsa da akılları başkasında kalır. Bazen sadece mecburiyetten yanınızdadır. Senden gittiği gün sudan çıkmış balığa dönmemek için, çaresiz hissetmemek ve hayata küsmemek için hayatı onun üzerine kurma. Temellerini onun harcıyla karma. O gittiğinde hayatının temelden çökmemesi için kendine has bir hayat yaşamaya devam et. Bir insana adanma. Ömrünü adadığın insan için değdiğini düşünsen de bunu yapma. Kendi hayatın olsun. Arkadaşların, uğraştığın hobilerin, işin, mesleğin ve kazancın olsun. Kişiliğini koru. Pasif ve silik bir insan değilsin. Onun seni hayattan silmesine izin verme. Kimseye kendini bağışlama. Kimse senin bu kadarını hak etmiyor. Sevebilirsin, bağlana da bilirsin. Onun için pek çok şey yapabilirsin. Ama aşırı olma. Aşırı sevme. Aşırı bağlanma ve katlanma. Katlanmak nedir? Seni kırdığında, aldattığında, üzdüğünde ve yorulduğunu hissettiğinde buna mecbur olduğunu düşünme. Fazlasına izin verme. Onu sevmen demek onun için yaşayacağın anlamına gelmiyor. Ve bilmen lazım ki kimse bu kadarını hak etmiyor. Diyelim ki aldattı, diyelim ki terk etti…Her zaman B planın olsun ve her zaman ayakta kalacağın, tutunacağın bir dalın da… Bütün dallarını ona budarsan, o gittiğinde düşersin. Unutma. Kimse bu kadarını hak etmiyor.

Bir Erkeğe Bağlanmak Akıl İşi Mi?


Birine değer verdiğin zaman, taviz de verirsin. Kimseye gereğinden fazla değer verme. Hak etmediği halde, hak ettiğinden fazlasını verdiğin insan şımarır. İnsanoğlu nankördür. Onun için yaptığın her şeye bakar ama kördür. Çabuk unutur. Çabuk yok sayar. Çabuk bıkar. Kendinden verdiğin kadar azalırsın. Onunla çoğaldığını sanarsın ama azalırsın. Gittiği gün, bittiğin gün olmasın istiyorsan gerektiğinden fazla fedakarlık yapma. Gerektiğinden fazla bağlanma. Aşık ol ama tutsak olma.
O seni terk edecek. Belki kalben belki bedenen. Bazen bedenleri yanında olsa da akılları başkasında kalır. Bazen sadece mecburiyetten yanınızdadır. Senden gittiği gün sudan çıkmış balığa dönmemek için, çaresiz hissetmemek ve hayata küsmemek için hayatı onun üzerine kurma. Temellerini onun harcıyla karma. O gittiğinde hayatının temelden çökmemesi için kendine has bir hayat yaşamaya devam et. Bir insana adanma. Ömrünü adadığın insan için değdiğini düşünsen de bunu yapma. Kendi hayatın olsun. Arkadaşların, uğraştığın hobilerin, işin, mesleğin ve kazancın olsun. Kişiliğini koru. Pasif ve silik bir insan değilsin. Onun seni hayattan silmesine izin verme. Kimseye kendini bağışlama. Kimse senin bu kadarını hak etmiyor. Sevebilirsin, bağlana da bilirsin. Onun için pek çok şey yapabilirsin. Ama aşırı olma. Aşırı sevme. Aşırı bağlanma ve katlanma. Katlanmak nedir? Seni kırdığında, aldattığında, üzdüğünde ve yorulduğunu hissettiğinde buna mecbur olduğunu düşünme. Fazlasına izin verme. Onu sevmen demek onun için yaşayacağın anlamına gelmiyor. Ve bilmen lazım ki kimse bu kadarını hak etmiyor. Diyelim ki aldattı, diyelim ki terk etti…Her zaman B planın olsun ve her zaman ayakta kalacağın, tutunacağın bir dalın da… Bütün dallarını ona budarsan, o gittiğinde düşersin. Unutma. Kimse bu kadarını hak etmiyor.

ARDA TURAN BURAK YILMAZ BEBEK'TE BULUŞTU..!

Yıllardır futbol kariyeri kadar özel hayatıyla da gündemde olan Arda Turan, son kararını açıkladı: “Prensiplerimi gözden geçirdim, artık magazinde yokum.”
Futbol kariyerine İspanya’nın Atletico Madrid takımında devam eden Arda Turan, lig tatile girer girmez soluğu İstanbul’da aldı.
Turan, önceki akşam eski takımı Galatasaray’ın golcüsü Burak Yılmaz’la Bebek’teki Lucca’da buluştu. İlerleyen saatlerde ekibe Özge Ulusoy’un eski sevgilisi Hakan Baş da katıldı.
Sinem Kobal’la nişanlanıp ayrılması, ardından adının farklı güzellerle anılması yüzünden son dönemde özel hayatıyla çok gündemde olan futbolcu, çıkışta röportaj taleplerini geri çevirdi: “Artık benim alanım farklı. Magazine röportaj yok. Prensiplerimi yeniden gözden geçirdim ve bu şekilde bir karar aldım.”

ARDA TURAN BURAK YILMAZ BEBEK'TE BULUŞTU..!

Yıllardır futbol kariyeri kadar özel hayatıyla da gündemde olan Arda Turan, son kararını açıkladı: “Prensiplerimi gözden geçirdim, artık magazinde yokum.”
Futbol kariyerine İspanya’nın Atletico Madrid takımında devam eden Arda Turan, lig tatile girer girmez soluğu İstanbul’da aldı.
Turan, önceki akşam eski takımı Galatasaray’ın golcüsü Burak Yılmaz’la Bebek’teki Lucca’da buluştu. İlerleyen saatlerde ekibe Özge Ulusoy’un eski sevgilisi Hakan Baş da katıldı.
Sinem Kobal’la nişanlanıp ayrılması, ardından adının farklı güzellerle anılması yüzünden son dönemde özel hayatıyla çok gündemde olan futbolcu, çıkışta röportaj taleplerini geri çevirdi: “Artık benim alanım farklı. Magazine röportaj yok. Prensiplerimi yeniden gözden geçirdim ve bu şekilde bir karar aldım.”

Erkeklere özel hazırlanan iç çamaşır Wireless Armour, elektromanyetik koruma sağlayabiliyor..!


Son dönemde hayatımızın ayrılmaz parçası haline gelen elektronik cihazlar ve kablosuz internet teknolojisi, ayrıntılarına "Dizüstü bilgisayar ve WiFi erkekliği öldürüyor mu, araştırdık!"Özellikle erkeklerin üreme sürecine olumsuz etkilerde bulunuyor. Artan kısırlık problemlerinin de gösterdiği gibi tehlikeli bir durum haline gelen bu sorunu çözmek için yolan çıkan Joseph Perkins, hazırladığı erkek iç çamaşırı Wireless Armour ile elektromanyetik koruma getiriyor.
Seri üretime geçebilmek adına Indiegogo üzerinde destek arayan Wireless Armour, tasarımsal ve kullanım yapısı olarak standart iç çamaşırlara benziyor. Esas farkını üretiminde kullanılan içerisine saf gümüş dahil edilmiş pamuklu dokuma malzemesiyle koyan ürün, bu sayede 450 MHz ile 2.45 GHz (Konuşma ve 3G/4G dahil) arasındaki elektromanyetik radyasyonu %99.99 oranında, 2.45 GHz ile 5 GHz arasındaki elektromanyetik radyasyonu ise %99.97 oranında engelliyor ve böylece sperm sayısına dahi etkisi bulunan elektronik cihazlara karşı ciddi bir koruma getirmiş oluyor. Antimikrobiyal olmasıyla da insan sağlığına katkıda bulunan Wireless Armour, kullanım alanı nedeniyle de 7/24 koruma yapabiliyor. Site üzerinde koyduğu 30,000 pound hedefin henüz 1000 poundluk kısmını toplayabilen Wireless Armour, yapılacak en az 14 pound (İngiltere dışı 4 pound kargo) bağış ile 2014 Temmuz ayında elde edilebiliyor.

Erkeklere özel hazırlanan iç çamaşır Wireless Armour, elektromanyetik koruma sağlayabiliyor..!


Son dönemde hayatımızın ayrılmaz parçası haline gelen elektronik cihazlar ve kablosuz internet teknolojisi, ayrıntılarına "Dizüstü bilgisayar ve WiFi erkekliği öldürüyor mu, araştırdık!"Özellikle erkeklerin üreme sürecine olumsuz etkilerde bulunuyor. Artan kısırlık problemlerinin de gösterdiği gibi tehlikeli bir durum haline gelen bu sorunu çözmek için yolan çıkan Joseph Perkins, hazırladığı erkek iç çamaşırı Wireless Armour ile elektromanyetik koruma getiriyor.
Seri üretime geçebilmek adına Indiegogo üzerinde destek arayan Wireless Armour, tasarımsal ve kullanım yapısı olarak standart iç çamaşırlara benziyor. Esas farkını üretiminde kullanılan içerisine saf gümüş dahil edilmiş pamuklu dokuma malzemesiyle koyan ürün, bu sayede 450 MHz ile 2.45 GHz (Konuşma ve 3G/4G dahil) arasındaki elektromanyetik radyasyonu %99.99 oranında, 2.45 GHz ile 5 GHz arasındaki elektromanyetik radyasyonu ise %99.97 oranında engelliyor ve böylece sperm sayısına dahi etkisi bulunan elektronik cihazlara karşı ciddi bir koruma getirmiş oluyor. Antimikrobiyal olmasıyla da insan sağlığına katkıda bulunan Wireless Armour, kullanım alanı nedeniyle de 7/24 koruma yapabiliyor. Site üzerinde koyduğu 30,000 pound hedefin henüz 1000 poundluk kısmını toplayabilen Wireless Armour, yapılacak en az 14 pound (İngiltere dışı 4 pound kargo) bağış ile 2014 Temmuz ayında elde edilebiliyor.

Haber Bomba