Haber Bomba-Haber Arama...

Bütün servisler kaldırılıyor..!

HABER BOMBA
Metro, tren gibi raylı sistem hattındaki okul, üniversite, işyeri servisleri kaldırılacak; vatandaş toplu taşıma araçlarına yönlendirilecek. Servis aracı kullanıcılarına toplu taşıma bileti ve/veya ücretsiz veya indirimli kart verilecek. Yakıtı az, emisyonu düşük arabalar ile elektriği en az tüketen buzdolabı, çamaşır makinesi, elektrik süpürgesinin vergisi de düşecek. İşte milyonlarca vatandaşı yakından ilgilendiren adımlar...
Başbakan Davutoğlu'nun bugün açıkladığı 'Öncelikli Dönüşüm Programı'nda kritik eylemler yer aldı. 9 Başlıkta açıklanan eylem planlarından Enerji Verimliliğinin Geliştirilmesi Programında milyonlarca vatandaşı ilgilendiren adımlara yer verildi.
Bir yıl içinde atılacak bu adımlardan dikkat çeken başlıklar şöyle:
OKUL SERVİSİNE SON!
2014-2018 döneminde Büyükşehirlerde servis araçları kapasite, güzergâh ve araç teknolojileri açısından yeniden değerlendirilecek. Öncelikle mevcut raylı sistem hatları üzerindeki işyerleri, üniversite ve okullarda semt servisi uygulaması kaldırılacak. Yolcuların yüksek kapasiteli toplu taşıma sistemlerine yönlendirilmesi için tedbirler alınacak. Servis kullanan öğrenci, işçi, memurlara toplu taşıma bileti ve/veya kartlarının ücretsiz veya indirimli verilmesi uygulaması getirilecek.
20 YILA MI OLUR 30 YILA MI?
Servislerin kaldırılması konusunda hurriyet.com.tr’ye açıklamalarda bulunan İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu üyesi Hakan Orduhan hükümetin servislerin kaldırılması planından dolayı endişeli olmadıklarını söyledi. Orduhan, “Bunlar konulmuş hedeflerdir. Servislerin kalkması gerektiğini biz de söylüyoruz. Fakat servislerin kaldırılması konusunda endişeli değiliz” dedi. Orduhan endişeli olmamalarının nedenini ise şöyle açıkladı: “Bu uygulamaya ne zaman geçilir bilinmez. 20 yıl sonra mı olur 30 yıl sonra mı olur? Evet servis İstanbul gibi bir kent için ayıptır. Fakat toplu taşıma şu anda yaygın değil. Siz oturmalı olarak çalışacak bir metro ağı yaparsınız, o zaman bu uygulama gerçekleşebilir” dedi. Sadece İstanbul’un servis ekonomisinin yılda 1.5 milyar dolarlık bir ekonomi yarattığını ifade eden Orduhan, “O zaman biz de paralel taşımacılık yaparız” diye konuştu. Paralel taşımacılıktan kasıt anahatlara giden toplu taşıma araçlarından sonra insanları evlerinin bulunduğu alanlara taşımak…
TAKSİM'E KIZILAY'A GİRİŞ PARALI OLACAK;
Eylem planına göre kent merkezlerine otomobil girişi sınırlandırılacak. Büyükşehirlerde kent merkezine araç girişini ücretlendiren pilot Akıllı Ulaşım Sistemleri (AUS) uygulaması başlatılacak. Yeni metro, tren gibi raylı sistem istasyon projeleri tasarlanırken 'otoparklar' zorunlu hale gelecek. Otopark ücreti ile ulaşım ücreti ilişkilendirilerek otopark ile toplu taşıma sistem entegrasyonu sağlanacak.
‘KADEMELİ OLARAK AZALACAK’
Gürsel Turizm Yönetim Kurulu Üyesi Hürer Gündüz ise, kademeli olarak servis taşımacılığında bir azalma olmasının mümkün olduğunu kaydetti. Gündüz, İstanbul’da servis taşımacılığı yapan 55 bin araç olduğunu ifade etti. Söz konusu araçların 15 bin kadar öğrenci taşımacılığı yaptığını kaydeden Gündüz konuşmasının devamında “2023 Ulaşım Master Planı’na uygun olarak servis taşımacılığı kademeli olarak azaltılacak zaten. Bizler de bunu biliyoruz ve planlamalarımızı buna göre yapıyoruz. Yurtdışına hizmet ihracı yapmaya başladık. Ancak öğrenci taşımacılığında servisi kaldırmak mümkün değil”
Böylece toplu taşıma sistemlerinin kent çeperindeki durak ve istasyonlarda 'Park Et-Devam Et' uygulamaları yaygınlaştırılacak.
TRAFİK LAMBALARI AKILLANACAK;
Kentlerde akıllı sinyalizasyon sistemleri yaygınlaştırılacak. Bunun için enerji verimliliği yüksek ve iklime duyarlı kentsel ulaşım stratejileri hazırlanacak. Böylece Büyükşehirlerde toplu taşımayı, yakıt sarfiyatını ve enerji verimliliğini öncelikle gözeten ulaşım ana planları ve uygulamaları yürürlüğe konulacak. Kaza ve acil durum yönetim sistemi, dinamik trafik sinyalizasyon sistemi, yeşil dalga sistemi, yol sensörleri, değişken mesaj sistemi, trafik yoğunluk haritası, web/mobil bilgi sistemi vb. AUS uygulamaları yaygınlaştırılacak.
ÇEVREYİ KİRLETMEYEN, AZ YAKIT TÜKETEN ARABADAN AZ VERGİ;
Enerji verimliliği yüksek, emisyon oranı düşük taşıtlara vergi avantajı getirilecek. Yakıt pilli, elektrikli ve hibrit araçlar için vergi farklılaştırması yapılacak. Yani yeni nesil araçların vergisi diğerlerine göre düşürülecek. Kamu kurum ve kuruluşlarının verimi yüksek araç filoları oluşturmalarına yönelik teşvik edici yöntem ve mekanizmalar geliştirilecek. Hem özel hem kamuda yeni araç alımlarında ve kiralamalarında enerji verimliliği ve tasarrufu artırıcı vergilendirme yapılacak. Alternatif yakıtlı araç kullanımı artırılacak.CNG, güneş enerjisi vb. alternatif yakıtlar ile çalışan taşıtların kullanımı teşvik edilecek. Özellikle tarım alanında; tarım, hayvan ve atık temelli gazlarla üretilen alternatif enerji kaynaklarıyla çalışan taşıt motorları geliştirilecek.Yakılmasıyla çevreye olumsuz etki oluşturmayan uygun atık maddelerden enerji sağlanmasıyla ilgili çalışmalar yürütülecek.
ENERJİYİ EN AZ TÜKETEN BUZDOLABININ VERGİSİ DÜŞECEK;
Plana göre enerjiyi verimli tüketen ürünlerle verimsiz tüketen ürünlerin vergileri farklılaşacak. Buna göre buzdolabı, çamaşır makinesi, ütü, elektrik süpürgesi, saç kurutma makinesi gibi ürünlerin satışından alınan Özel Tüketim Vergisi, elektrik tüketimine bağlı olarak farklılaşacak. Elektriği az tüketenin vergisi de az olacak.

Bütün servisler kaldırılıyor..!

HABER BOMBA
Metro, tren gibi raylı sistem hattındaki okul, üniversite, işyeri servisleri kaldırılacak; vatandaş toplu taşıma araçlarına yönlendirilecek. Servis aracı kullanıcılarına toplu taşıma bileti ve/veya ücretsiz veya indirimli kart verilecek. Yakıtı az, emisyonu düşük arabalar ile elektriği en az tüketen buzdolabı, çamaşır makinesi, elektrik süpürgesinin vergisi de düşecek. İşte milyonlarca vatandaşı yakından ilgilendiren adımlar...
Başbakan Davutoğlu'nun bugün açıkladığı 'Öncelikli Dönüşüm Programı'nda kritik eylemler yer aldı. 9 Başlıkta açıklanan eylem planlarından Enerji Verimliliğinin Geliştirilmesi Programında milyonlarca vatandaşı ilgilendiren adımlara yer verildi.
Bir yıl içinde atılacak bu adımlardan dikkat çeken başlıklar şöyle:
OKUL SERVİSİNE SON!
2014-2018 döneminde Büyükşehirlerde servis araçları kapasite, güzergâh ve araç teknolojileri açısından yeniden değerlendirilecek. Öncelikle mevcut raylı sistem hatları üzerindeki işyerleri, üniversite ve okullarda semt servisi uygulaması kaldırılacak. Yolcuların yüksek kapasiteli toplu taşıma sistemlerine yönlendirilmesi için tedbirler alınacak. Servis kullanan öğrenci, işçi, memurlara toplu taşıma bileti ve/veya kartlarının ücretsiz veya indirimli verilmesi uygulaması getirilecek.
20 YILA MI OLUR 30 YILA MI?
Servislerin kaldırılması konusunda hurriyet.com.tr’ye açıklamalarda bulunan İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu üyesi Hakan Orduhan hükümetin servislerin kaldırılması planından dolayı endişeli olmadıklarını söyledi. Orduhan, “Bunlar konulmuş hedeflerdir. Servislerin kalkması gerektiğini biz de söylüyoruz. Fakat servislerin kaldırılması konusunda endişeli değiliz” dedi. Orduhan endişeli olmamalarının nedenini ise şöyle açıkladı: “Bu uygulamaya ne zaman geçilir bilinmez. 20 yıl sonra mı olur 30 yıl sonra mı olur? Evet servis İstanbul gibi bir kent için ayıptır. Fakat toplu taşıma şu anda yaygın değil. Siz oturmalı olarak çalışacak bir metro ağı yaparsınız, o zaman bu uygulama gerçekleşebilir” dedi. Sadece İstanbul’un servis ekonomisinin yılda 1.5 milyar dolarlık bir ekonomi yarattığını ifade eden Orduhan, “O zaman biz de paralel taşımacılık yaparız” diye konuştu. Paralel taşımacılıktan kasıt anahatlara giden toplu taşıma araçlarından sonra insanları evlerinin bulunduğu alanlara taşımak…
TAKSİM'E KIZILAY'A GİRİŞ PARALI OLACAK;
Eylem planına göre kent merkezlerine otomobil girişi sınırlandırılacak. Büyükşehirlerde kent merkezine araç girişini ücretlendiren pilot Akıllı Ulaşım Sistemleri (AUS) uygulaması başlatılacak. Yeni metro, tren gibi raylı sistem istasyon projeleri tasarlanırken 'otoparklar' zorunlu hale gelecek. Otopark ücreti ile ulaşım ücreti ilişkilendirilerek otopark ile toplu taşıma sistem entegrasyonu sağlanacak.
‘KADEMELİ OLARAK AZALACAK’
Gürsel Turizm Yönetim Kurulu Üyesi Hürer Gündüz ise, kademeli olarak servis taşımacılığında bir azalma olmasının mümkün olduğunu kaydetti. Gündüz, İstanbul’da servis taşımacılığı yapan 55 bin araç olduğunu ifade etti. Söz konusu araçların 15 bin kadar öğrenci taşımacılığı yaptığını kaydeden Gündüz konuşmasının devamında “2023 Ulaşım Master Planı’na uygun olarak servis taşımacılığı kademeli olarak azaltılacak zaten. Bizler de bunu biliyoruz ve planlamalarımızı buna göre yapıyoruz. Yurtdışına hizmet ihracı yapmaya başladık. Ancak öğrenci taşımacılığında servisi kaldırmak mümkün değil”
Böylece toplu taşıma sistemlerinin kent çeperindeki durak ve istasyonlarda 'Park Et-Devam Et' uygulamaları yaygınlaştırılacak.
TRAFİK LAMBALARI AKILLANACAK;
Kentlerde akıllı sinyalizasyon sistemleri yaygınlaştırılacak. Bunun için enerji verimliliği yüksek ve iklime duyarlı kentsel ulaşım stratejileri hazırlanacak. Böylece Büyükşehirlerde toplu taşımayı, yakıt sarfiyatını ve enerji verimliliğini öncelikle gözeten ulaşım ana planları ve uygulamaları yürürlüğe konulacak. Kaza ve acil durum yönetim sistemi, dinamik trafik sinyalizasyon sistemi, yeşil dalga sistemi, yol sensörleri, değişken mesaj sistemi, trafik yoğunluk haritası, web/mobil bilgi sistemi vb. AUS uygulamaları yaygınlaştırılacak.
ÇEVREYİ KİRLETMEYEN, AZ YAKIT TÜKETEN ARABADAN AZ VERGİ;
Enerji verimliliği yüksek, emisyon oranı düşük taşıtlara vergi avantajı getirilecek. Yakıt pilli, elektrikli ve hibrit araçlar için vergi farklılaştırması yapılacak. Yani yeni nesil araçların vergisi diğerlerine göre düşürülecek. Kamu kurum ve kuruluşlarının verimi yüksek araç filoları oluşturmalarına yönelik teşvik edici yöntem ve mekanizmalar geliştirilecek. Hem özel hem kamuda yeni araç alımlarında ve kiralamalarında enerji verimliliği ve tasarrufu artırıcı vergilendirme yapılacak. Alternatif yakıtlı araç kullanımı artırılacak.CNG, güneş enerjisi vb. alternatif yakıtlar ile çalışan taşıtların kullanımı teşvik edilecek. Özellikle tarım alanında; tarım, hayvan ve atık temelli gazlarla üretilen alternatif enerji kaynaklarıyla çalışan taşıt motorları geliştirilecek.Yakılmasıyla çevreye olumsuz etki oluşturmayan uygun atık maddelerden enerji sağlanmasıyla ilgili çalışmalar yürütülecek.
ENERJİYİ EN AZ TÜKETEN BUZDOLABININ VERGİSİ DÜŞECEK;
Plana göre enerjiyi verimli tüketen ürünlerle verimsiz tüketen ürünlerin vergileri farklılaşacak. Buna göre buzdolabı, çamaşır makinesi, ütü, elektrik süpürgesi, saç kurutma makinesi gibi ürünlerin satışından alınan Özel Tüketim Vergisi, elektrik tüketimine bağlı olarak farklılaşacak. Elektriği az tüketenin vergisi de az olacak.

Slaven Bilic: Emre gözümün içine baka baka küfretmedi..!

HABER BOMBA
UEFA Avrupa Ligi'nde yarın oynayacakları Partizan maçı öncesi Beşiktaş Teknik Direktörü Slaven Bilic ve Arjantinli futbolcu Jose Sosa bir basın toplantısı düzenledi. Bilic, Fenerbahçe ile oynanan derbi mücadelesinde Emre ile yaşadığı olay hakkında da açıklamalarda bulunarak tartışmalı konuya açıklık getirdi.
Partizan karşısında yarın önemli bir müsabaka oynayacaklarını belirten Bilic, "Önemli, hatta çok önemli bir maça çıkıyoruz. Grupta kalan 3 maçımız var ve iyi bir pozisyondayız. Diğer yandan ise tehlikeli bir durumdayız. 'İlk maçta rakibimizi 4-0 yendik ve işimiz kolay olacak' diye düşünürsek, ciddi risk yaşarız. Biz bu şekilde yaklaşmıyoruz. Yarın yeni bir maç olacak ve ciddi bir rakibimiz var. Mutlaka kazanmalıyız. Belgrad'daki gibi oynayarak, hatta daha iyi oynayarak kazanmaya çalışacağız. Bu şekilde hedeflediğimiz noktaya yaklaşacağız" dedi.
Beşiktaş'ın ligde son 2 maçını kaybettiğinin hatırlatılması üzerine, oyuncularının bunun üstesinden gelebileceğini dile getiren Hırvat teknik adam, "Her takımın inişli çıkışlı dönemleri olabilir. Son 2 maçımızı kaybettik ve bundan mutlu değiliz. Yarın bir galibiyet serisine başlayabilmek için fırsatımız var. Türkiye'deki diğer takımlara göre sezonu daha erken açtık, şu anda iyi durumdayız. Sosa ve Mustafa Pektemek gibi sakatlıktan dönen oyuncularımız var. Serdar Kurtuluş da takımla çalışmalara başladı. Takımımızın bu durumun altından kalkacak potansiyeli var" ifadelerini kullandı.
Slaven Bilic, son dönemde performansı nedeniyle eleştirilerin hedefi olan Necip Uysal'a takım olarak destek olduklarını söyledi. Yaşananlardan Necip'in etkilendiğini aktaran Bilic, "Her oyuncunun kariyerinde böyle dönemler yaşanabiliyor. Bir oyuncu iyi işler yaptığında övgü alır, hata yaptığında ise özellikle savunmacıysa veya kaleciyse daha fazla eleştirilir. Necip'i günah keçisi haline getirmek doğru değil. O iyi karakterli bir oyuncu ve ona yardımcı olacağız. Bizim de yardımlarımızla bunun üstesinden gelecek" diye konuştu.
Atatürk Olimpiyat Stadı'nda yaptıkları 6 maçtan yalnızca 1'ini kazanabildikleri ve bu müsabakanın UEFA şampiyonlar ligi elemelerindeki Feyenoord maçı olduğunun hatırlatılması üzerine Bilic, "Bunun üstesinden gelmemiz gerekiyor. Ne olduğunu istatistikler ortaya koyuyor. Feyenoord maçından bu yana da uzun zaman geçti ama yarın orada kazanmak için bir şansımız var" şeklinde konuştu.
Ligdeki kötü sonuçların hakem yönetimleriyle alakası olup olmadığıyla ilgili bir soru üzerine tecrübeli teknik adam, "Hakemlerle ilgili herhangi bir şey söylemek istemiyorum. Bizim yapmamız gereken, sahadaki işimize odaklanmak. Süper Lig maçlarında da bir bütün halinde oynayabiliyoruz. Sahada 10 kişi kaldığımız maçlara da bakarsanız, yine iyi oynadık. İstediklerimizi başarmanın tek yolu, konsantrasyonumuzu rakiplerle ilgili analizlere vermek. Hakemlerle veya başka şeylerle kaybedecek vaktimiz yok" yanıtını verdi.
Hırvat teknik adam önceliklerinin lig mi yoksa Avrupa mı olduğuyla ilgili, şu ifadeleri kullandı: "Önceliğimiz tabii ki Süper Lig ama unutmamamız gereken şey, geçen sezon tüm mücadelemizi Avrupa kupalarında yer alabilmek için yaptık. Burada olmanın anlamı büyük. Biz hem ligde hem Avrupa'da hem de kupada elimizden gelen mücadeleyi vereceğiz. Üç kulvar için de aynı yakalaşıma sahibiz. UEFA Avrupa Ligi bir Şampiyonlar Ligi değil ama yine de çekiciliği olan bir yarışma. Biz de mümkün olduğu kadar ilerlemeye çalışacağız."
Gökhan Töre'nin takım için önemine dikkati çeken Bilic, "Gökhan Töre genç bir oyuncu ve iyi durumda. Oyunuyla, kalitesiyle fark yaratıyor. Her takım bu tip oyunculara sahip olmak ister. Almanya'da son oynanan Borussia Dortmund-Bayern Münih maçı bu duruma güzel bir örnek. Bayern Münih, Ribery oyuna girene kadar 1-0 yenik durumdaydı. O maça girdi ve oyunun akışını değiştirdi. İki gole katkı yaptı. Bahsettiğimiz takım Bayern Münih. Çok sayıda kaliteli oyuncuya sahip olmasına karşın, Ribery oyuna girip fark yarattı" dedi.
Fenerbahçe derbisinde Gökhan Töre'nin oynamayışının kendileri için bir darbe olduğunu vurgulayan Bilic, "Ne olursa olsun, takımını yüz üstü bıraktı ve bir ceza alacak. Tekrarlamaması gerekiyor. Bazı oyuncular takımla antrenman yapamazken, onun da yokluğu bir darbe oluyor. Belgrad'daki performansını gördünüz. Bununla, takım için nasıl bir değer olduğunu anlayabilirsiniz" diye konuştu.
Slaven Bilic, Partizan'a karşı deplasmanda aldıkları 4-0'lık galibiyetin küçümsenmesiyle ilgili ise "Bu yanlış bir yaklaşım olur. Partizan zor bir deplasman rakibidir. Beklediğimizden kolay olduğunu kabul ediyorum ama henüz 1-0 öndeyken önemli bir gol fırsatları vardı ve bazı şeyleri değiştirebilirdi. Biz orada kazanmayı hak ettik. Orada galibiyetin kolay görünmesine neden olan iyi oyunumuzdu ama yarın için bunun bir anlamı yok. Yeni bir maç olacak ve 0-0 başlayacak" dedi.
Beşiktaş Teknik Direktörü Slaven Bilic, Fenerbahçe maçında Emre ile yaşadığı olaylara açıklık getirdi. Kendi isyanın esasta hakem ve federasyona olduğunu söyleyen Biliç, Emre'nin kendi gözünün içine baka baka küfretmediğini açıkladı. Biliç "Türkiye'ye gelmeden önce de Türkiye'ye geldikten sonra da yüzlerce kez hep aynı şeyi söyledim; saha içinde herkesin özel bir ruh durumu özel bir ruh hali vardır. Saha içinde ne oluyorsa onlar saha içinde kalır. Maçtan sonraki basın toplantısında da söyledim: bu bir erkek oyunu. Küfür olabilir küfrün belli bir ölçüsü vardır. Benim orada zaten dert ettiğim nokta küfür değil. Bir insanın gözünün içine soka soka küfür ederseniz o başka bir şeydir ki o böyle bir şey yapmadı. Benim üzerinde durduğum nokta küfür değil, belli bir çerçeve içinde kaldığı müddetçe; ki öyleydi.Benim orada verdiğim mesaj hakemlere ve federasyonaydı. Ben dedimki 'Bizim oyuncularımız neden farklı muamaleye maruz kalıyorlar' ben bunun üzerinde durdum. 'F..k off' ya da f..k you'yu dert etmem yoksa; ben küfür olarak da kabul etmem. Hiç dert etmem. Maçtan sonraki yaklaşımım da buydu, şimdiki yaklaşımım da bu" şeklinde açıkladı.
Beşiktaşlı oyuncu Jose Ernesto Sosa ise, Partizan maçının kendileri için büyük önem taşıdığını ifade ederek, "UEFA Avrupa Ligi'nin bir parçası olmak gerçekten çok güzel. Elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyoruz. Bir sonraki tura kalabilmek için yarınki maçın gerçekten çok büyük önemi var" şeklinde konuştu.
Sakatlığı nedeniyle 2 hafta çalışma yapamadığını ve ardından Fenerbahçe derbisinde 45 dakika süre aldığını aktaran Sosa, "Bu, maç ritmi açısından bana katkı sağladı. Kendimi yarın için çok daha iyi hissediyorum. Yarınki maç çok önemli ve şimdiye kadar iyi iş çıkardık. Doğru yolda yürümeye devam etmek için yarın gerçekten önemli. Burada bulunmak güzel bir duygu. Bir sonraki tura kalabilmek de bizim için ciddi bir hedef oluşturuyor" dedi.

Slaven Bilic: Emre gözümün içine baka baka küfretmedi..!

HABER BOMBA
UEFA Avrupa Ligi'nde yarın oynayacakları Partizan maçı öncesi Beşiktaş Teknik Direktörü Slaven Bilic ve Arjantinli futbolcu Jose Sosa bir basın toplantısı düzenledi. Bilic, Fenerbahçe ile oynanan derbi mücadelesinde Emre ile yaşadığı olay hakkında da açıklamalarda bulunarak tartışmalı konuya açıklık getirdi.
Partizan karşısında yarın önemli bir müsabaka oynayacaklarını belirten Bilic, "Önemli, hatta çok önemli bir maça çıkıyoruz. Grupta kalan 3 maçımız var ve iyi bir pozisyondayız. Diğer yandan ise tehlikeli bir durumdayız. 'İlk maçta rakibimizi 4-0 yendik ve işimiz kolay olacak' diye düşünürsek, ciddi risk yaşarız. Biz bu şekilde yaklaşmıyoruz. Yarın yeni bir maç olacak ve ciddi bir rakibimiz var. Mutlaka kazanmalıyız. Belgrad'daki gibi oynayarak, hatta daha iyi oynayarak kazanmaya çalışacağız. Bu şekilde hedeflediğimiz noktaya yaklaşacağız" dedi.
Beşiktaş'ın ligde son 2 maçını kaybettiğinin hatırlatılması üzerine, oyuncularının bunun üstesinden gelebileceğini dile getiren Hırvat teknik adam, "Her takımın inişli çıkışlı dönemleri olabilir. Son 2 maçımızı kaybettik ve bundan mutlu değiliz. Yarın bir galibiyet serisine başlayabilmek için fırsatımız var. Türkiye'deki diğer takımlara göre sezonu daha erken açtık, şu anda iyi durumdayız. Sosa ve Mustafa Pektemek gibi sakatlıktan dönen oyuncularımız var. Serdar Kurtuluş da takımla çalışmalara başladı. Takımımızın bu durumun altından kalkacak potansiyeli var" ifadelerini kullandı.
Slaven Bilic, son dönemde performansı nedeniyle eleştirilerin hedefi olan Necip Uysal'a takım olarak destek olduklarını söyledi. Yaşananlardan Necip'in etkilendiğini aktaran Bilic, "Her oyuncunun kariyerinde böyle dönemler yaşanabiliyor. Bir oyuncu iyi işler yaptığında övgü alır, hata yaptığında ise özellikle savunmacıysa veya kaleciyse daha fazla eleştirilir. Necip'i günah keçisi haline getirmek doğru değil. O iyi karakterli bir oyuncu ve ona yardımcı olacağız. Bizim de yardımlarımızla bunun üstesinden gelecek" diye konuştu.
Atatürk Olimpiyat Stadı'nda yaptıkları 6 maçtan yalnızca 1'ini kazanabildikleri ve bu müsabakanın UEFA şampiyonlar ligi elemelerindeki Feyenoord maçı olduğunun hatırlatılması üzerine Bilic, "Bunun üstesinden gelmemiz gerekiyor. Ne olduğunu istatistikler ortaya koyuyor. Feyenoord maçından bu yana da uzun zaman geçti ama yarın orada kazanmak için bir şansımız var" şeklinde konuştu.
Ligdeki kötü sonuçların hakem yönetimleriyle alakası olup olmadığıyla ilgili bir soru üzerine tecrübeli teknik adam, "Hakemlerle ilgili herhangi bir şey söylemek istemiyorum. Bizim yapmamız gereken, sahadaki işimize odaklanmak. Süper Lig maçlarında da bir bütün halinde oynayabiliyoruz. Sahada 10 kişi kaldığımız maçlara da bakarsanız, yine iyi oynadık. İstediklerimizi başarmanın tek yolu, konsantrasyonumuzu rakiplerle ilgili analizlere vermek. Hakemlerle veya başka şeylerle kaybedecek vaktimiz yok" yanıtını verdi.
Hırvat teknik adam önceliklerinin lig mi yoksa Avrupa mı olduğuyla ilgili, şu ifadeleri kullandı: "Önceliğimiz tabii ki Süper Lig ama unutmamamız gereken şey, geçen sezon tüm mücadelemizi Avrupa kupalarında yer alabilmek için yaptık. Burada olmanın anlamı büyük. Biz hem ligde hem Avrupa'da hem de kupada elimizden gelen mücadeleyi vereceğiz. Üç kulvar için de aynı yakalaşıma sahibiz. UEFA Avrupa Ligi bir Şampiyonlar Ligi değil ama yine de çekiciliği olan bir yarışma. Biz de mümkün olduğu kadar ilerlemeye çalışacağız."
Gökhan Töre'nin takım için önemine dikkati çeken Bilic, "Gökhan Töre genç bir oyuncu ve iyi durumda. Oyunuyla, kalitesiyle fark yaratıyor. Her takım bu tip oyunculara sahip olmak ister. Almanya'da son oynanan Borussia Dortmund-Bayern Münih maçı bu duruma güzel bir örnek. Bayern Münih, Ribery oyuna girene kadar 1-0 yenik durumdaydı. O maça girdi ve oyunun akışını değiştirdi. İki gole katkı yaptı. Bahsettiğimiz takım Bayern Münih. Çok sayıda kaliteli oyuncuya sahip olmasına karşın, Ribery oyuna girip fark yarattı" dedi.
Fenerbahçe derbisinde Gökhan Töre'nin oynamayışının kendileri için bir darbe olduğunu vurgulayan Bilic, "Ne olursa olsun, takımını yüz üstü bıraktı ve bir ceza alacak. Tekrarlamaması gerekiyor. Bazı oyuncular takımla antrenman yapamazken, onun da yokluğu bir darbe oluyor. Belgrad'daki performansını gördünüz. Bununla, takım için nasıl bir değer olduğunu anlayabilirsiniz" diye konuştu.
Slaven Bilic, Partizan'a karşı deplasmanda aldıkları 4-0'lık galibiyetin küçümsenmesiyle ilgili ise "Bu yanlış bir yaklaşım olur. Partizan zor bir deplasman rakibidir. Beklediğimizden kolay olduğunu kabul ediyorum ama henüz 1-0 öndeyken önemli bir gol fırsatları vardı ve bazı şeyleri değiştirebilirdi. Biz orada kazanmayı hak ettik. Orada galibiyetin kolay görünmesine neden olan iyi oyunumuzdu ama yarın için bunun bir anlamı yok. Yeni bir maç olacak ve 0-0 başlayacak" dedi.
Beşiktaş Teknik Direktörü Slaven Bilic, Fenerbahçe maçında Emre ile yaşadığı olaylara açıklık getirdi. Kendi isyanın esasta hakem ve federasyona olduğunu söyleyen Biliç, Emre'nin kendi gözünün içine baka baka küfretmediğini açıkladı. Biliç "Türkiye'ye gelmeden önce de Türkiye'ye geldikten sonra da yüzlerce kez hep aynı şeyi söyledim; saha içinde herkesin özel bir ruh durumu özel bir ruh hali vardır. Saha içinde ne oluyorsa onlar saha içinde kalır. Maçtan sonraki basın toplantısında da söyledim: bu bir erkek oyunu. Küfür olabilir küfrün belli bir ölçüsü vardır. Benim orada zaten dert ettiğim nokta küfür değil. Bir insanın gözünün içine soka soka küfür ederseniz o başka bir şeydir ki o böyle bir şey yapmadı. Benim üzerinde durduğum nokta küfür değil, belli bir çerçeve içinde kaldığı müddetçe; ki öyleydi.Benim orada verdiğim mesaj hakemlere ve federasyonaydı. Ben dedimki 'Bizim oyuncularımız neden farklı muamaleye maruz kalıyorlar' ben bunun üzerinde durdum. 'F..k off' ya da f..k you'yu dert etmem yoksa; ben küfür olarak da kabul etmem. Hiç dert etmem. Maçtan sonraki yaklaşımım da buydu, şimdiki yaklaşımım da bu" şeklinde açıkladı.
Beşiktaşlı oyuncu Jose Ernesto Sosa ise, Partizan maçının kendileri için büyük önem taşıdığını ifade ederek, "UEFA Avrupa Ligi'nin bir parçası olmak gerçekten çok güzel. Elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyoruz. Bir sonraki tura kalabilmek için yarınki maçın gerçekten çok büyük önemi var" şeklinde konuştu.
Sakatlığı nedeniyle 2 hafta çalışma yapamadığını ve ardından Fenerbahçe derbisinde 45 dakika süre aldığını aktaran Sosa, "Bu, maç ritmi açısından bana katkı sağladı. Kendimi yarın için çok daha iyi hissediyorum. Yarınki maç çok önemli ve şimdiye kadar iyi iş çıkardık. Doğru yolda yürümeye devam etmek için yarın gerçekten önemli. Burada bulunmak güzel bir duygu. Bir sonraki tura kalabilmek de bizim için ciddi bir hedef oluşturuyor" dedi.

8 kişiye 301 kez ağırlaştırılmış müebbet..!

HABER BOMBA
Soma’da 301 işçinin hayatını kaybettiği faciayla ilgili 6 aydır süren soruşturma tamamlanarak fezleke Akhisar Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildi. 1’inci şüpheli gösterilen Soma A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan ve 7 kişinin ‘kasıtla adam öldürme ve yaralama’ suçunu işledikleri belirtilerek, 301 kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle yargılanmaları istendi. Diğer 29 şirket çalışanına da ‘taksirle adam öldürmek’ten 2 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası talep edildi.
MANİSA’nın Soma ilçesinde 13 Mayıs 2014’te meydana gelen ve 301 işçinin hayatını kaybettiği maden faciasının sorumluları hakkında tarihi cezalar istendi. Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.’ye ait Eynez Maden Ocağı’nda yaşanan olayla ilgili 6 aydır soruşturmayı yürüten Soma Cumhuriyet Savcılığı, fezlekeyi Akhisar Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdi. Hürriyet’in ulaştığı fezlekede, 45 kişinin ismi ‘şüpheli’ olarak yer aldı. 1”inci şüpheli olarak ise Soma A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan gösterildi. Gürkan’la birlikte halen tutuklu olan 8 kişinin 301 kez ağırlaştırılmış müebbet cezasıyla yargılanmaları talep edildi. Facianın hemen ardından tutuklanan Can Gürkan, vardiya amirleri Yasin Kurnaz, Hilmi Kazık, İsmail Adalı, Genel Müdür Ramazan Doğru, teknik nezaretçi Ertan Ersoy, İşletme Müdürü Akın Çelik, ve maden teknisyeni Mehmet Ali Günay Çelik’in TCK 81’inci maddesinde yer alan ‘olası kasıtla adam öldürme ve yaralama’ suçunu işledikleri iddia edildi. Ayrıca fezlekede 301 kez ağırlaştırılmış müebbete 21’inci maddenin tatbiki halinde cezanın her bir ölen için 20 ile 25 yıla düşebileceği belirtildi. Şirket görevlileri Yalçın Erdoğan, Ergün Yılmaz, Harun Güneş, Coşkun Derici, Harun Yılmaz, Fuat Ünal Aydın, Necati Karadeniz, Erdem Canbaz hakkında da TCK 85/2’den yani ‘bilinçli taksirle adam öldürmek’ten müebbet hapis cezası istendi. Savcı, müebbet istediği bu 8 kişinin de 22’inci maddenin uygulanmasıyla 32 aydan 20 yıla kadar yargılanabileceklerini öngördü.
Fezlekede yine şirket görevlisi 29 kişi hakkında da ‘taksirle adam öldürmek’ten 2 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası talep edildi. Bu kişiler şunlar: Serkan Kocaman, Soner Günay, Ümit Şahin, Nazmi Cem Nesemioğulları, Hüseyin Alkan, Adem Ormanoğlu, Burhan Karabaş, Sertaç Büyükgüney, Nimetullah Uğurlu, Efkan Kurt, Mehmet Bayri, Sertan Güney, Batuhan Ünlüyol, Ozan Sezer, Erdoğan Cinoğlu, Halil Sarı, Serhat Dinç, Saltuk Alp Demir, Uğur Karabulut, Sertan Günay, Mehmet Uçgun, Ömer Değirmenci, Fahri Pançar, Olcay Erşin, Mehmet Avcı, Halil Burhan, Hüseyin Ergin, Hilmi Karakoç, Caner Uysal.
Manisa Barosu Başkanı Zeynel Balkız ise ilk 16 şüpheli hakkındaki cezayı yeterli ancak diğerleri hakkında talep edileni yetersiz bulduklarını söyledi: “29 kişi hakkında ‘taksirle öldürme’ değil ‘ihmal davranışla ölüme neden olma’ cezası verilmesini istiyoruz. Maden işletmesi daha önceki şirket tarafından devredilirken önceki grup ‘Burada sık sık yangın meydana geliyor. Biz yeterli verim alamadığımız için devrediyoruz’ diyor. Bu şirkete devrediyor. Buraya geldiklerinde işletme projesi hazırlayıp Bakanlığa, TKİ’ye (Türkiye Kömür İşletmeleri) veriyorlar. TKİ ‘Bu projeyi uygulayın’ diyor. Projede havalandırma ve iş güvenliği tedbirleri var. Proje olmasına rağmen, rezerv zayiatı olacak diye rafa kaldırıyorlar, vazgeçiyorlar. Ama aynı koşullarda 1 milyon 500 bin ton yıllık üretim, 2012-2013 yıllarında 3.5 milyon tona çıkıyor. 2010’daki bu projeye göre yeraltında 2 bin 500 çalışan olması gerekirken 3 bin 800 çalışana çıkıyor sayı. Yani müthiş bir yoğunluk meydana geliyor ve bu üretim artışı amaçlı çalışmayla da iş güvenliği tedbirleri ihmal ediliyor. Hiçbir müfettiş daha önceki bu işletme projesi uygulanıyor mu, tedbirler alınmış mı diye üzerinde durmuyor. TCK 83’üncü maddeye gelirsek... Bir kişinin yükümlü olduğu görevi yapmaması neticesi yani ihmalli bir davranışı sonucu ölüm meydana gelmişse temel ceza olarak ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine 20 yıldan 25 yıla kadar, eğer müebbet hapis cezasını gerektirmiyor ise 15 ila 20 yıla kadar, diğer hallerde de 10’dan 15 yıla kadar hapis cezasına hükmeder. Bu fezlekede yer alan tedbirsizlikle yani taksirle ‘birden fazla kişinin ölümüne sebep olma’ yerine bu maddenin uygulanmasını istiyoruz. 16’dan 45’e kadar ki sanıklar hakkında cezayı yeterli bulmuyoruz. Daha önce benzer bir durumda kasten adam öldürmekten böyle bir ceza verilmedi. İlk defa Soma Cumhuriyet Savcılığı bunu istedi. Tarihi cezalar istendi. Bu daha başlangıç. O bakımdan onaylamakla birlikte gerek Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı gerek Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na Cumhuriyet Savcılığı’nın istediği soruşturma izinlerinin derhal verilmesini talep ediyor ve uyarıyoruz. Bilirkişi raporunda kusurlu olarak görülen Maden İşleri Genel Müdürü, TKİ Yönetim Kurulu Başkanı, TKİ İşletme Dairesi Başkanı, 2010’dan beri Soma A.Ş. ve Eynez Projesini inceleyen MİGEM Kontrol ve Denetleme Kurulu elemanları ile olay tarihinden önceki son 2 yıl içindeki Çalışma Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Müfettişleri hakkındaki davayı ayırdıklarından bunların da cezalandırılmasını istiyoruz.”
MANİSA’nın Soma ilçesinde 301 madencinin yaşamını yitirdiği faciayı araştırmak üzere oluşturulan TBMM Araştırma Komisyonu üyeleri, 30 Ekim günü olayın meydana geldiği ocağa indi. Madenin işçilere mezar olan noktasında incelemelerde bulunan komisyon üyesi vekiller, içerinin görüntülerini ilk kez kamuoyuyla paylaştı. Türkiye’nin en büyük maden kazalarından biri olan Soma’dan geriye demir ve moloz yığınlarının yer aldığı bu fotoğraflar kaldı. Komisyon üyelerinin, maden içindeki göçüklerden dolayı bazı bölümlerden eğilerek, zaman zaman da sürünerek geçtiği belirtildi. Komisyon üyesi CHP’li Hasan Ören, kazanın olduğu noktaya indiğinde gördüğü manzarayı, “Tüyleriniz diken diken oluyor, inanın kendimi kaybettim. Orada bir insanın çalışması mümkün değil. Bir imkân olsa da cehennemin bir fotoğrafını çekseniz, Soma’daki madenin içindeki işte o görüntüdür. 30 metrelik bir alanı sürünerek geçtik. Bir de orası devletin ruhsatlandırılmış madeni, özellere geldiğinizde işler orada daha da kötü” sözleriyle açıkladı.

Haber Bomba