Haber Bomba-Haber Arama...

Dortmund'un İlk Golü Tartışma Yarattı..!

HABER BOMBA
Borussia Dortmund-Galatasaray maçında Alman ekibinin 39. dakikada Reus'un attığı gol tartışma yarattı.
Galatasaray, UEFA Şampiyonlar Ligi D Grubu 4. maçında deplasmanda Almanya temsilcisi Borussia Dortmund karşısında ilk yarıyı 1-0 yenik kapatırken Marco Reus'un 39.dakikada attığı gol ofsayt mı değil mi tartışmalarını beraberinde getirdi.
Borussia Dortmund'un 39. dakikada geliştirdiği atakta Lukasz Piszczek'in pasında golle buluşan Marco Reus'un, top ayaktan çıktığı anda ofsayt durumunda olduğunu belirten Galatasaraylı taraftarlar, bu pozisyonu oldukça yoğun bir şekilde tartıştı.Her ne kadar tartışılır pozisyonlar olsa da..!Galatasaray 4-1 lik yenilgiyi tarihine yazdırdı.

Dortmund'un İlk Golü Tartışma Yarattı..!

HABER BOMBA
Borussia Dortmund-Galatasaray maçında Alman ekibinin 39. dakikada Reus'un attığı gol tartışma yarattı.
Galatasaray, UEFA Şampiyonlar Ligi D Grubu 4. maçında deplasmanda Almanya temsilcisi Borussia Dortmund karşısında ilk yarıyı 1-0 yenik kapatırken Marco Reus'un 39.dakikada attığı gol ofsayt mı değil mi tartışmalarını beraberinde getirdi.
Borussia Dortmund'un 39. dakikada geliştirdiği atakta Lukasz Piszczek'in pasında golle buluşan Marco Reus'un, top ayaktan çıktığı anda ofsayt durumunda olduğunu belirten Galatasaraylı taraftarlar, bu pozisyonu oldukça yoğun bir şekilde tartıştı.Her ne kadar tartışılır pozisyonlar olsa da..!Galatasaray 4-1 lik yenilgiyi tarihine yazdırdı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Eğitim hastanelerinde hekimlere akademik unvan verilecek..!

HABER BOMBA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Şimdi Bezmialem Valide Sultan'da kesinlikle hastadan para alınmaması gerekir. Çünkü bu şimdi Bezmialem Valide Sultan'ın hakikaten bir vakıf olarak tavsiyesi" dedi.
Erdoğan, Bezmialem Vakıf Üniversitesinin akademik yıl açılış töreninde yaptığı konuşmada, 12 yıl önce göreve geldiklerinde Türkiye genelinde 76 üniversite olduğunu belirterek, şu anda üniversite olmayan il kalmadığını söyledi. Bunun eleştiri konusu da olduğunu dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti: "'Akademisyeniniz var mı?' dediler. 'Açıyorsunuz bu okulları ama hoca yok' dediler. Dedik ki; 'O da olacak.' Saygıdeğer hocalarımız bunun hesabını bize sormayacaklar. Bunun hesabını, kusura bakmasın, kendilerine soracaklar. Çünkü onlar yetiştirecek ve onları biz de bu okullarımızda istihdam edeceğiz. Dayanışma içerisinde bunu halledeceğiz. Ama biz şimdiden, süratle zemini, fiziki imkanları hazırlıyoruz. Ama üniversitelerimiz bir yarışın içerisinde olmalı. Bu kardeşinizin en önemli derdi şuydu. Tıpta bizim açığımız var mı? Var. Özellikle hoca açığımız var mı? Var. O zaman gelin Türkiye'de olmayan bir şeyi yapalım. Nedir? Sağlık bilimleri üniversitelerini kuralım. Bizden önce böyle bir şey var mıydı? Yoktu. İşte hamd olsun sağlık bilimleri üniversitesinin adımlarını attık."
Erdoğan, bu yönde ilk adımın Bezmialem Vakıf Üniversitesinde atıldığını belirterek, şunları kaydetti:
"Dedik ki Bezmialem Üniversitesi bizim ilk sağlık bilimleri alanındaki üniversitemiz olsun. Bu üniversiteyi attıktan sonra şimdi yeni yeni neler başladı? Sağlık bilimleri üniversiteleri kurulmaya başlandı. Özel olarak başlandı, aynı şekilde bunu devlette de yaygınlaştırmaya başladık. Niye? Hakikaten tıpta çok açığımız var. Doktor açığımız çok çok fazla. Bu noktada kariyer yapma noktasında da öyle bir zihniyet var ki ön tıkıyor. Bir gün rektörlerimizle yaptığımız toplantıda dedim ki; 'Şöyle bir adım atalım. Devlet hastanelerinde doktorlar var, uzman doktorlar var, vesaire vesaire...' Dedim ki; 'Sayın hocalarım, yani biz bu doktorlarımıza, bunlar uzman doktorlar ayrı zamanda bunlara doçentlik, profesörlük bu imkanı veremez miyiz?' Dediler ki; 'Veririz'. Şu anda zaten pratik olarak bunlar devlet hastanelerinde bunu yapıyorlar. Önünü açalım, bizim doktorlarımız doçent, profesör olma imkanını yakalasın. Bu, onların bu alandaki rekabeti daha da güçlendireceğinin, çok daha fazla öğrenciler yetiştireceğinin işareti olacaktır." Eğitim araştırma hastanelerinden bu sürecin başlamış olduğunu ifade eden Erdoğan, "Neyle? Önce afiliye sistemiyle bu başlamış oldu. Şimdi bu gelişecek" dedi.
Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu böylece artacak, artması lazım. Zira zaten doktora, doktor için gerçekleşmiş bir vakadır. Öyleyse bunun önünün açık olması lazım. Bu tıpta önemli bir adım, bunu başarmamız gerekir. Ve Anadolu'nun, Trakya'nın her bir şehrine inşallah kazandırılmış üniversitelerle tıpta yaygın bir şekilde kariyer yapma imkanı da böylece doğacaktır. Şu anda içinde bulunduğumuz bu kurum gibi kısa sürede çok büyük başarı gösteren inşallah büyük sıçrama kaydeden üniversitelerimiz var. Eğitimle birlikte öncelik verdiğimiz bir diğer alan olan sağlıkta bu adımı atmak durumundayız, bunu gerçekleştirmek durumundayız."
- Bezmialem Valide Sultan'ın rüyası;
Erdoğan, sağlıkta çok büyük bir dönüşümü gerçekleştirdiklerine işaret ederek, şöyle devam etti:
"Bakın az önce söylendi ama biraz onun şöyle detayına da gireyim. Bezmialem Valide Sultan'a ilişkin güzel bir hadise anlatılır. Valide Sultan rüyasında kıyamete kadar kendisine 200 kişinin dua ettiğini görür. Rüyayı yorumlatır. Kendisine bir hastane kurması tavsiye edilir. Hemen 200 yataklı olarak vakıf gureba hastanesini kurdurur. Şimdi geliyorum Ahmet beyin az önce ifade ettiğine ve dikkatinizi çekiyorum şöyle bir talimat verilir, 'bir tek soğan bir altına dahi satılsa hastanın iaşesinden kesilmeyecek tedavi devam edecek'. Şimdi Bezmialem Valide Sultan'da kesinlikle hastadan para alınmaması gerekir. Çünkü bu şimdi Bezmialem Valide Sultan'ın hakikaten bir vakıf olarak tavsiyesi. Onun için Adnan bey size de burada önemli bir görev düşüyor. Vakıflar Genel Müdürlüğü olarak burayı herhangi bir mali noktada para almamak için bu vakıfnameye uygun hareket etmemiz gerekiyor. 171 yıl önce görülen bir rüyanın bugün ulaştığı seviyeyi işte en yakından sizler görüyorsunuz, sizler yaşıyorsunuz. Öyleyse bunu halletmemiz gerekir. Bu millet bunu halleder mi? Halleder. Bu devlet bunu halleder mi? Halleder." Vakıf anlayışından öte milletin bunu rahatlıkla halledeceğini dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
"Biz bu alandaki adımlarımızı atmaya devam edelim. Bizler de milletimiz de işte böyle sağlık sisteminin hayalini yıllarca kurduk. Bir tek soğan bir altına dahi satılsa hastanın iaşesinden kesilmeyecek, tedavi devam edecek. Bu anlayışın yıllarca özlemini çektik. Şimdi bu üniversitede eğitim gören genç kardeşlerimiz ağırlıkla 18-23 yaş arasındalar. 12 yıl önce 6-11 yaşındaydılar ve muhtemelen sağlık sisteminin nasıl olduğunu hatırlamıyorlar. Ancak buradaki hocalarımız, doktorlarımız, üniversite mensuplarımız o günleri hatırlarlar. Hastaneye en başta ulaşmak çileydi. Bu binalar yok o zaman, arkadaki o tarihi bina var. Bir de orada yabancı isimli bir amfi vardı. Frank amfisiydi, o amfiyi iyi hatırlarım. Oradan girerdik, Allah rahmet etsin Mazhar hocanın olduğu zamanlar filan tedavi olmaya gelirdik, bizler o zaman lise öğrencisiyiz. İmam Hatipten atlar, buraya tedaviye gelirdik. O zamanki hal, şimdiki hal, hamd olsun nereden nerelere geldik." Eskiden hastaneye ulaşılması durumunda sıranın gelip tedavi olunmasının bir ayrı çile olduğunu ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle devam ettirdi: "Tedavi masrafları ayrı bir çileydi. Hastayı daha da hasta eden hastanelere sıhhatli gelip hasta dönülen, şifa bulsa bile hastanede geneli konuşuyorum şimdi rehine kalan vatandaşlarımız vardı. Hatırlayın o günleri, ilaç bulabilmek bulunsa bile alabilmek başka bir çileydi. Bir gün geldim çok enteresan doktor bana 5 tane ilaç verdi. O zaman ilacı hastaneden alıyoruz. Uzattım reçeteyi '2 ilaç var' dediler. 3 tanesi yok. Ne yapacağım, 'artık onu da eczaneden alacaksınız' dediler. Ben mazlum mazlum döndüm. Tabii mecburen gidip alamadığımızı eczanelerden almak durumunda kaldık. İşte bunlar bizim hafıza kayıtlarımızda. Ne zaman ki sorumluluk mevkisine geldik 'önce bunu kaldıracağız' dedik. Hamd olsun onları kaldırdık ve tüm eczanelerden vatandaşımızın ilaç almasını sağlayacak sistemi kurduk, oturttuk. Artık bizim vatandaşımız şimdi gidip de 'şu ilacı aldım, bunu alamadım' demiyor. Bütün ilaçlarını rahatlıkla gidip eczanelerden temin edebiliyor."

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Eğitim hastanelerinde hekimlere akademik unvan verilecek..!

HABER BOMBA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Şimdi Bezmialem Valide Sultan'da kesinlikle hastadan para alınmaması gerekir. Çünkü bu şimdi Bezmialem Valide Sultan'ın hakikaten bir vakıf olarak tavsiyesi" dedi.
Erdoğan, Bezmialem Vakıf Üniversitesinin akademik yıl açılış töreninde yaptığı konuşmada, 12 yıl önce göreve geldiklerinde Türkiye genelinde 76 üniversite olduğunu belirterek, şu anda üniversite olmayan il kalmadığını söyledi. Bunun eleştiri konusu da olduğunu dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti: "'Akademisyeniniz var mı?' dediler. 'Açıyorsunuz bu okulları ama hoca yok' dediler. Dedik ki; 'O da olacak.' Saygıdeğer hocalarımız bunun hesabını bize sormayacaklar. Bunun hesabını, kusura bakmasın, kendilerine soracaklar. Çünkü onlar yetiştirecek ve onları biz de bu okullarımızda istihdam edeceğiz. Dayanışma içerisinde bunu halledeceğiz. Ama biz şimdiden, süratle zemini, fiziki imkanları hazırlıyoruz. Ama üniversitelerimiz bir yarışın içerisinde olmalı. Bu kardeşinizin en önemli derdi şuydu. Tıpta bizim açığımız var mı? Var. Özellikle hoca açığımız var mı? Var. O zaman gelin Türkiye'de olmayan bir şeyi yapalım. Nedir? Sağlık bilimleri üniversitelerini kuralım. Bizden önce böyle bir şey var mıydı? Yoktu. İşte hamd olsun sağlık bilimleri üniversitesinin adımlarını attık."
Erdoğan, bu yönde ilk adımın Bezmialem Vakıf Üniversitesinde atıldığını belirterek, şunları kaydetti:
"Dedik ki Bezmialem Üniversitesi bizim ilk sağlık bilimleri alanındaki üniversitemiz olsun. Bu üniversiteyi attıktan sonra şimdi yeni yeni neler başladı? Sağlık bilimleri üniversiteleri kurulmaya başlandı. Özel olarak başlandı, aynı şekilde bunu devlette de yaygınlaştırmaya başladık. Niye? Hakikaten tıpta çok açığımız var. Doktor açığımız çok çok fazla. Bu noktada kariyer yapma noktasında da öyle bir zihniyet var ki ön tıkıyor. Bir gün rektörlerimizle yaptığımız toplantıda dedim ki; 'Şöyle bir adım atalım. Devlet hastanelerinde doktorlar var, uzman doktorlar var, vesaire vesaire...' Dedim ki; 'Sayın hocalarım, yani biz bu doktorlarımıza, bunlar uzman doktorlar ayrı zamanda bunlara doçentlik, profesörlük bu imkanı veremez miyiz?' Dediler ki; 'Veririz'. Şu anda zaten pratik olarak bunlar devlet hastanelerinde bunu yapıyorlar. Önünü açalım, bizim doktorlarımız doçent, profesör olma imkanını yakalasın. Bu, onların bu alandaki rekabeti daha da güçlendireceğinin, çok daha fazla öğrenciler yetiştireceğinin işareti olacaktır." Eğitim araştırma hastanelerinden bu sürecin başlamış olduğunu ifade eden Erdoğan, "Neyle? Önce afiliye sistemiyle bu başlamış oldu. Şimdi bu gelişecek" dedi.
Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu böylece artacak, artması lazım. Zira zaten doktora, doktor için gerçekleşmiş bir vakadır. Öyleyse bunun önünün açık olması lazım. Bu tıpta önemli bir adım, bunu başarmamız gerekir. Ve Anadolu'nun, Trakya'nın her bir şehrine inşallah kazandırılmış üniversitelerle tıpta yaygın bir şekilde kariyer yapma imkanı da böylece doğacaktır. Şu anda içinde bulunduğumuz bu kurum gibi kısa sürede çok büyük başarı gösteren inşallah büyük sıçrama kaydeden üniversitelerimiz var. Eğitimle birlikte öncelik verdiğimiz bir diğer alan olan sağlıkta bu adımı atmak durumundayız, bunu gerçekleştirmek durumundayız."
- Bezmialem Valide Sultan'ın rüyası;
Erdoğan, sağlıkta çok büyük bir dönüşümü gerçekleştirdiklerine işaret ederek, şöyle devam etti:
"Bakın az önce söylendi ama biraz onun şöyle detayına da gireyim. Bezmialem Valide Sultan'a ilişkin güzel bir hadise anlatılır. Valide Sultan rüyasında kıyamete kadar kendisine 200 kişinin dua ettiğini görür. Rüyayı yorumlatır. Kendisine bir hastane kurması tavsiye edilir. Hemen 200 yataklı olarak vakıf gureba hastanesini kurdurur. Şimdi geliyorum Ahmet beyin az önce ifade ettiğine ve dikkatinizi çekiyorum şöyle bir talimat verilir, 'bir tek soğan bir altına dahi satılsa hastanın iaşesinden kesilmeyecek tedavi devam edecek'. Şimdi Bezmialem Valide Sultan'da kesinlikle hastadan para alınmaması gerekir. Çünkü bu şimdi Bezmialem Valide Sultan'ın hakikaten bir vakıf olarak tavsiyesi. Onun için Adnan bey size de burada önemli bir görev düşüyor. Vakıflar Genel Müdürlüğü olarak burayı herhangi bir mali noktada para almamak için bu vakıfnameye uygun hareket etmemiz gerekiyor. 171 yıl önce görülen bir rüyanın bugün ulaştığı seviyeyi işte en yakından sizler görüyorsunuz, sizler yaşıyorsunuz. Öyleyse bunu halletmemiz gerekir. Bu millet bunu halleder mi? Halleder. Bu devlet bunu halleder mi? Halleder." Vakıf anlayışından öte milletin bunu rahatlıkla halledeceğini dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
"Biz bu alandaki adımlarımızı atmaya devam edelim. Bizler de milletimiz de işte böyle sağlık sisteminin hayalini yıllarca kurduk. Bir tek soğan bir altına dahi satılsa hastanın iaşesinden kesilmeyecek, tedavi devam edecek. Bu anlayışın yıllarca özlemini çektik. Şimdi bu üniversitede eğitim gören genç kardeşlerimiz ağırlıkla 18-23 yaş arasındalar. 12 yıl önce 6-11 yaşındaydılar ve muhtemelen sağlık sisteminin nasıl olduğunu hatırlamıyorlar. Ancak buradaki hocalarımız, doktorlarımız, üniversite mensuplarımız o günleri hatırlarlar. Hastaneye en başta ulaşmak çileydi. Bu binalar yok o zaman, arkadaki o tarihi bina var. Bir de orada yabancı isimli bir amfi vardı. Frank amfisiydi, o amfiyi iyi hatırlarım. Oradan girerdik, Allah rahmet etsin Mazhar hocanın olduğu zamanlar filan tedavi olmaya gelirdik, bizler o zaman lise öğrencisiyiz. İmam Hatipten atlar, buraya tedaviye gelirdik. O zamanki hal, şimdiki hal, hamd olsun nereden nerelere geldik." Eskiden hastaneye ulaşılması durumunda sıranın gelip tedavi olunmasının bir ayrı çile olduğunu ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle devam ettirdi: "Tedavi masrafları ayrı bir çileydi. Hastayı daha da hasta eden hastanelere sıhhatli gelip hasta dönülen, şifa bulsa bile hastanede geneli konuşuyorum şimdi rehine kalan vatandaşlarımız vardı. Hatırlayın o günleri, ilaç bulabilmek bulunsa bile alabilmek başka bir çileydi. Bir gün geldim çok enteresan doktor bana 5 tane ilaç verdi. O zaman ilacı hastaneden alıyoruz. Uzattım reçeteyi '2 ilaç var' dediler. 3 tanesi yok. Ne yapacağım, 'artık onu da eczaneden alacaksınız' dediler. Ben mazlum mazlum döndüm. Tabii mecburen gidip alamadığımızı eczanelerden almak durumunda kaldık. İşte bunlar bizim hafıza kayıtlarımızda. Ne zaman ki sorumluluk mevkisine geldik 'önce bunu kaldıracağız' dedik. Hamd olsun onları kaldırdık ve tüm eczanelerden vatandaşımızın ilaç almasını sağlayacak sistemi kurduk, oturttuk. Artık bizim vatandaşımız şimdi gidip de 'şu ilacı aldım, bunu alamadım' demiyor. Bütün ilaçlarını rahatlıkla gidip eczanelerden temin edebiliyor."

ABD Dünya şampiyonu: 129-92

HABER BOMBA
2014 FIBA Dünya Kupası final maçında ABD, Sırbistan'ı 129-92 yenerek şampiyon oldu.
2014 FIBA Dünya Kupası finalinde Sırbistan’ı 129-92 yenen ABD, altın madalya kazandı. Tarihinde 5. kez kupayı kaldıran ABD, madalya sıralamasında birinciliğe yerleşti. Maça hızlı başlayan Sırbistan, "Rüya Takım"a karşı sadece ilk 5 dakika dayanabildi. Final maçında ilk 4 dakika geçtiğinde 15-7’lik skorla 8 sayı farkla önde olan Sırbistan, 5. dakikayı 15-13 önde tamamladı. Bu dakikadan sonra hızlı oyun sistemini oturtan ABD, 17-15 öne geçtikten sonra maç boyunca bir daha üstünlüğünü kaybetmedi. 1. periyodu 14 sayı (35-21), 2. periyodu 26 sayı (67-41) farkla Sırbistan’ın önünde kapatan ABD, 3. periyodun sonunda da farkı 38 (105-67) sayıya kadar yükseltti. Sırbistan’ın, ABD’nin üstünlüğünü kabullenmesiyle son periyot, karşılıklı basketlerle çok rahat oynandı. ABD, karşılaşmayı 129-92’lik skor ve 37 sayı farkla kazandı. ABD’de 26 sayı atan Kyrie Irving en skorer oyuncu oldu. Şampiyona sonunda en iyi ilk beş, Kennet Faried (ABD), Pau Gasol (İspanya), Nicola Batum (Fransa), Kyrie Irving (ABD) ve Milos Teodosic (Sırbistan) olarak açıklandı. Final maçının en değerli oyuncusu (MVP) ise ABD’li Kyrie Irving seçildi. İspanya’da organize edilen 2014 FIBA Dünya Kupası’nda birinci olan ABD’nin ardından Sırbistan 2., Fransa 3. ve Litvanya 4. sırayı elde etti. ABD Milli Takımı’na kupasını, İspanya Kralı 6. Felipe verdi. Şampiyona boyunca ABD’den en az fark yiyen takımın, 21 sayı ile Türkiye olması dikkati çekti. ABD, ayrıca şampiyonadaki maçlarda en çok sayıyı da finalde Sırbistan (129) karşısında buldu. 2007’den bu yana katıldığı tüm uluslararası turnuvalarda birincilik elde eden ABD, FIBA Dünya Kupası tarihindeki 5. altın madalyasını kazandı. "Rüya Takım" böylece eski Yugoslavya’nın elinde olan madalya sıralamasındaki birinciliği eline geçirmiş oldu. Dünya Kupası tarihinde ABD ve eski Yugoslavya’nın beşer altın ve üçer gümüş madalyası bulunuyor ancak ABD, bronz madalya sayısındaki 4’e 2 üstünlüğü sayesinde ilk sıraya yerleşmeyi başardı.
Salon: Palacio de Deportes
Hakemler: Stephen Seibel (Kanada), Eddie Viator (Fransa), Borys Ryzhyk (Ukrayna)
ABD: Stephen Curry 10, Kenneth Faried 12, Kyrie Irving 26, James Harden 23, Anthony Davis 7, Klay Thompson 12, Derrick Rose, Rudy Gay 11, DeMar Derozan 10, Mason Plumlee 1, DeMarcus Cousins 11, Andre Drummond 6
Sırbistan: Milos Teodosic 10, Nemanja Bjelica 18, Stefan Markovic 3, Miroslav Raduljica 9, Nikola Kalinic 18, Nenad Krstic 4, Stefan Jovic 6, Bogdan Bogdanovic 15, Vladimir Stimac 7, Stefan Bircevic, Marko Simonovic, Rasko Katic 2
1. Periyot: 35-21
Devre: 67-41
3. Periyot: 105-67

Haber Bomba